29 Nisan 2009 Çarşamba

Bebekle Seyahat/ Kayseri



23 Nisan Resmi Tatil ya..24 Nisan da arada kaynatılabilir gayet, hele de koca sebebiyle Kayseri'ye gidecekse ve anne de akraba ziyareti bahanesiyle aynı şehirde olacaksa hızla karar alınır..

23 Nisan Çarşamba sabah 9 da otobüse binilir..Rüzgar, anneanne, anne..Süper bir takım..Kendime güvenim sonsuz, hele de oğluma herşeyden çok güveniyorum..Hazırlıklar tamam..Hazırlık listesi şudur:

1. Daha önce hiç görmediği hışırtılı bolca oyuncakımsı alınır..Oyuncakımsı gerçekten oyuncak olmayan ama Rüzgarın en şatafatlı oyuncaklardan bile daha çok ilgisini çeken ıvır zıvır..Bu oyuncaklar yolculuk boyunca teker teker sunulur..Her biriyle 5 dakika ilgilense eder 50 dakika, başa sar bir 50 dakika falan diye güzel hayaller kurulur..Hostes yolculuğun 15. dakikasında "ama ses oluyor" deyince- ki bir bebek bir şeyi tüm otobüsü rahatsız edecek kadar hışırdatamaz- hostese sert sert bakılır, "bebek bu, ağlamadığı için sevinin bence, bu kadar ses çıkarması normal" tadında bir cevap verilir susturulur, aynı hostes ilerleyen dakikalarda torununu anlatır, evet dumur, torunu var!!!!
2.Beklentiler minimuma indirilir..Gezmeye değil, oğlumla vakit geçirmeye gidiyorum iç sesi sonuna kadar açılır..Rutin bozulacak fikri kabul edilir..
3. Rüzgar için bolca kıyafet alınır, orada çamaşır yıkamaktansa gardrobu taşımak göze alınır, pis önlükten nefret eden bir anne modeliyseniz kullan at kağıt önlüklerden alınır..
4. Hazır gıda vermemek konusunda obsesif kompulsif tavırlar sergileyen bir anneyseniz evden yoğurt mayalanıp götürülür..
5. Fotoğraf makinası alınır..Ve sürekli anılar yaratılır..Anı yaratma fabrikası ne güzel bir kitap adı olur diye düşünülür..(Bunu şimdi düşündüm)
6. Küçük bıcırlar varsa ziyeret listenizde bıcırık hediyeler paket yapılır..
7. Babasız bir 2 gün için önceden acı çekmektense son 2 günün baba ile geçeceği fikri üstünde durulur, en azından durulmaya çalışılır..
8. Çalışan anneanne torunu ile 4 ardışık gün geçireceği için mutluluk delisi olur, çalışan anne anneanne bizimle diye rahatlar..
9. Canım çocuk hayatın her halini görsün, otobüsü de mesela (!), hem yazın daha sık seyahat ederiz kesin, şimdiden alışsın fikri ritmik ve sık bir şekilde zihinden geçirilir..
10. Yolda Rüzgar'ın ne yiyeceği planlanır ve öyle bir yol çantası hazırlanır..Her ihtimale karşı atıştırmalıklar da olur..
11. Yolda müzik dinlemek kitap okumak fikri akla bile getirilmez..
12. Yola çıkma saatin en az bir buçuk saati sabah uykusu ile geçecek şekilde kararlaştırılır..
13. Yola çıkılır..

Sonuç: İlk 1 saat "vay, nerdeyim, neler oluyor" heyecanıyla sağa sola baktı Rü
zgar..Sonra 1 saat uyudu..Derken oyuncaklar falan..Son 1 saat çok sıkıldı -yol toplam 5 saat- hostes ve arzu eden her yolcunun kucağında yolculuğu olaysız tamamladı..

4 günün ilk 2 günü baba yoktu..Rüzgarın kavuşma anlarındaki heyecanından ve akabinde teklif ettiğimiz herşeyi delice yemesinden çok özlediği belliydi..Ya ben??? Ne kadar alışmışım yahu..Ve ne kadar herşeyi paylaşmış babası benimle..Belim ağrıyor tut, ben gerildim sen yedir, benim işim var sen uyut, ben uykusuzum sen kalk, benim 18 bin 500 adet makale okumam gerek sen büyüt!!!Abarttım mı? Kısmen ama genel hatlarıyla bizde durum budur!!!Böyle bir paylaşımdan anneannenin eşliğinde 2 güne geçiş..Erkek kuvvetinden mahrum kalış...Anneanne hem benden hem Rüzgar dan nasiplendi..Mutluluktan da, öfkeden de, yememe hallerinden de, uyku saatleri değişince huzursuzluğundan da, en güzel restaurantlarda bir türlü yenemeyen şahane yemeklerden de, baba gelince çekilen derin ohhh dan da, sonrasındaki harika Erciyes havasından da, muhteşem bağ gezisi ve bitmeyen ve bitmedikçe yenen yağlamadan da..Çok başarılıydı annem ve çok sevgi dolu...Her deli anımda yanımdaydı...

Dönüş ise fena idi..Ama bu sefer baba bizimleydi..Otobüs çok kalabalıktı ve çok sıcaktı, üstelik de herkesin önünde kulaklık girişi olmasına rağmen tek bir kulaklık bile yoktu, son ses "Çok Güzel Hareketler Bunlar" izlendi, bazı anlarda 50 kişi birden kahkaha attı,biz ise gülecek hiçbirşey bulamıyoruz bu programda ve gene bulamadık..Uyumak için elinden geleni yapan bebeğim bir türlü dalamadı, dalamadıkça huzursuzlandı, huzursuzlandıkça ağlamaklı oldu..Gene de ama gene de şu otobüste ciyak ciyak ağlayan bebelerden olmadı..

Son söz: Gezmek güzel, çocukla gezmek kendi hayatından vazgeçmemek adına güzel..Ama bence "acıktım, üşüdüm, uykum var, istiyorum, istemiyorum" diyebileceği zamanlarda gezmek en güzel!!!

Hiç yorum yok: