28 Şubat 2009 Cumartesi

Çocuklar Arası 9. Kısa Film ve Fotoğraf Yarışması


IX. ÇOCUKLAR ARASI KISA FİLM VE FOTOĞRAF YARISMASI

Zeynep Mutlu Eğitim Vakfı, geleneksel hale getirdiği Çocuklar Arası Kısa Film ve

Fotoğraf Yarısması’nın dokuzuncusunu bu yıl düzenlenmektedir.

Yarısmanın temel amaçları, çocukların hayal dünyalarını kesfetmek, dünyaya onların gözüyle bakmak, günümüzün vazgeçilmez bir parçası olan teknolojiyle aralarındaki bağı güçlendirmek ve içlerindeki yaratıcılığı açığa çıkarmak için onlara yardımcı olmaktır.

IX. Kısa Film ve Fotoğraf Yarısması’nın konusu

“Kriz”dir. Bu baslık, aile, arkadaslık, yasadığımız çevre, okul, toplum, dünya, inançlar ve değerler, ekosistemler bağlamında islenebilir.

Yarısmaya Kimler Katılabilir?

Yarısma uluslararası katılıma açıktır. 6–14 yas arası tüm ilköğretim okulu öğrencileri bu yarısmaya katılabilir. Katılım bireysel, grup halinde (grup temsilcisi yönetmen kabul edilir) ya da okulu temsilen (okulu temsil eden projede yönetmen, öğretmen olamaz) gerçeklesebilir.

Basvuru:

Çocuklar, “Kriz” konusunda çektikleri film ve/veya fotoğrafları en geç 14 Mayıs 2009 cuma gününe kadar :

Çocuklararası Kısa Film ve Fotoğraf Yarısması

Zeynep Mutlu Eğitim Vakfı Kampusü

Kemer Okulları

Kemerburgaz, 34075

Istanbul

adresine, grup ve okul katılımlarında temsilcinin adını belirterek

gönderebilir. Postadaki gecikmeler dikkate alınmayacaktır.

Son katılım 14 Mayıs 2009 Persembe

Değerlendirme 15 Mayıs 2009 Cuma veya 16 Mayıs 2009 Cumartesi

Sonuçların Açıklanması

(www.kemer.k12.tr)

18 Mayıs 2009 Pazartesi

Ödül Töreni 22 Mayıs 2009 Cuma

YARISMA KURALLARI

Yarısmaya 6–14 yas grubunda öğrenciler katılabilir.

Aynı yarısmacı birden fazla film veya fotoğraf ile yarısmaya katılamaz.

Aynı yarısmacı hem film hem fotoğraf dalında yarısabilir.

Yarısmaya grup ya da okul olarak katılanlara ödül kendileri tarafından seçilen

temsilciye verilecektir. Bir okuldan birden fazla çocuk ya da grup yarısmacı olarak

katılabilir.

Her CD/DVD/VCD/ fotoğraf arkasında veya üzerinde yarısmacının adı, soyadı,

okulu, ev, okul adresi, ulasılabilecek telefon numarası ve/veya e-posta adresi, yası

ve sınıfı belirtilecektir.

Yarısmaya katılacak film/ fotoğraflar 2008–2009 eğitim ve öğretim yılı içinde

çekilmis olmalıdır.

Fotoğraf ve film yarısmalarının konusu ortaktır: “Kriz”

Yarısma uluslararası katılıma açıktır.

Filmlerde enstrümantal müzikler ya da müzik dersleri kapsamında yapılan özgün

çalısmalar da fon müziği olarak kullanılabilinir.

Yarısmaya gönderilen filmin/fotoğrafın özgün olması (kopya olmaması) esastır.

Yarısmaya gönderilen filmlerin/fotoğrafların tüm hakları Zeynep Mutlu Eğitim

Vakfı’na aittir. Yarısmaya gönderilen eserler, yarısmacılara iade edilmeyecektir.

Katılan yarısmacılar, sartnamede belirtilen tüm kosulları kabul etmis sayılır.

Gelen filmler okulumuz tarafından olusturulan ve sanat birimi öğretmenlerini

kapsayan ön jüri tarafından önceden kontrol amacı ile izlenecek yarısma

sartlarına uygun görülmeyenler üst jüri etabına geçemeyecektir.

Son karar jüriye aittir.

Film dalı için;

İçerik açısından yarısmaya gönderilen filmlerin her türlü sorumluluğu yarısmacıya

aittir.

Film en fazla 6 dakika uzunluğunda olacaktır.

Film CD, DVD veya VCD formatına çekilmis olarak tarafımıza gönderilecektir.

Görüntünün net ve anlasılır olması sarttır.

Fotoğraf dalı için;

İçerik açısından yarısmaya gönderilen fotoğrafların her türlü sorumluluğu

yarısmacıya aittir.

Yarısmaya siyah-beyaz veya renkli fotoğraflar gönderilebilir.

Gönderilecek baskılar 13 x 18 cm’den küçük olmamalıdır. Fotokopi baskı kabul

edilmez.

Fotoğraflar hiçbir seye yapıstırılmadan ve çerçevelenmeden gönderilmelidir.

Fotoğraflar postada zarar görmeyecek sekilde paketlenerek gönderilecektir.

Postada meydana gelen zarar ve gecikmelerden yarısmayı düzenleyen

vakıf sorumlu olmayacaktır.


Bağlantı:

Harun Öngören,

Drama ve Sahne Sanatları Öğretmeni

Etkinlikler Koordinatörü

Zeynep Mutlu Eğitim Vakfı Kampüsü

Kemerburgaz, 34075 Istanbul

Telefon: 0 212 360 05 35 dahili: 108

E-mail: hongoren@kemer.k12.tr

JÜRİ ADAYLARI (KISA FİLM)

Sıla GENÇOĞLU (Sanatçı – Müzisyen)

Nedim SABAN (Yönetmen)

Engin Altan DÜZYATAN (Oyuncu)

Sebnem BOZOKLU (Oyuncu)

Yesim ALIÇ (İstanbul Üni. Dev. Kons. Tiyatro Böl. Öğretim Elemanı- Oyuncu)

Defne ILGAZ (Marmara Üniversitesi G.S. Fak. Sinema Tv Böl. Öğretim Görevlisi )

Özgür DERELİ ( Oyuncu)

Büsra PEKİN (Oyuncu)

Gülhan TEKİN (Senarist - Oyuncu)

Gözde KANSU (Oyuncu)

Harun ÖNGÖREN ( Uzman Sahne Sanatları ve Drama Eğitmeni - Oyuncu)

Kemal Güven ERAKBAS (Fotoğraf Eğitmeni – Fotoğraf Sanatçısı)

Yıldırım BEYAZIT( Çocuk Tiyatrosu Yöneticisi, Oyuncu, ÇASOD Yönetim Kurulu Üyesi )

Elit İSCAN (Oyuncu )



24 Şubat 2009 Salı

Yeni Keşfim..


OKUYORUM/ Aşk Üzerine- Alain De Botton

Bence geç keşfettim ama olsun, keşfettim ya..Bekliyordu kütüphanede öyle..Buyrun:


...Markiz Vikont'u mektuplarının mükemmel olduğu gerekçesiyle eleştirir, gerçek bir aşığın o denli tutarlı olamayacağını, sahici aşıkların ancak darmadağın cümleler kurabileceğini söyler...

...Ona olan aşkım, garsondan tereyağı isterkenki sevimliliğine olduğu kadar, benimle Heidegger'in Varlık ve Zaman'ının iyi yönlerini tartışmasından da kaynaklanıyor olabilirdi...


...Chloe ile aramızda hoş benzerlikler bulmuştuk ama Mart ayının ortalarında yeni aldığı bir çift ayakkabıyı gösterdiğinde onun belki de Zeus' un acımasız darbesiyle benden ayrılan öteki yarım olmadığını ilk kez düşündüğüm tarihi bir kenara yazdım...


...Açık ve belli bir biçimde daha orantılı bir yüzü seçmemiş olmasından dolayı bu aşkın daha sahici olduğunu bile hissediyordum. Vogue' un editörü dergisinin bir sayısına Chloe'nin fotoğraflarını basmaktan kaçınabilirdi belki ama, bu durum, ironik bir biçimde benim ona duyduğum arzuyu arttırıyordu, çünkü onda bulduğum tekilliği kanıtlıyordu...


...Lokanta da durumu kolaylaştırmıyordu çünkü romantik atmosferi zaten aşkı bariz kılıyor, dolayısıyla durumun doğallığını bozuyordu...


...Bir an, Chloe' nin beni de o nazik ve düşünceli haliyle naylon torbanın içinde, bir teneke ton balığıyla bir şişe zeytinyağı arasına yerleştirmesi için bir yoğurt kartonuna dönüştüğümü hayal ettim...

...Chloe' nin hoş bulduğum yanlarını, kendisinin gerçek kimliği açısından rastlantısal ya da önemsiz bulması ne anlama geliyordu? Kendisine ait olmayan özellikler mi yüklüyordum Chloe'ye?...

...Yabancılık kapı dışarı edilmişti artık, ki bu da aşkın suikasttan asla uzak olmadığı yolundaki şüpheleri bir bakıma doğruluyordu...

...Aşk, ortak hoşnutsuzlukları bulup çıkarmakla besleniyordu, İkimiz de X' ten nefret ederiz, Birbirimizi seviyoruz' a dönüşüyordu...

...Varoluşumuzu izleyen bir başkası olmadığı sürece gerçekte varolmadığımız doğrudur belki de, söylediklerimizi anlayacak biri olmadan doğru dürüst konuşamayız, yani meselenin özüne inecek olursak, sevilmiyorsak, tam anlamıyla yaşıyor olamayız...

...Akıl, Onda ne buluyorsun? diye sorar aynaya: Yürek ise, Onda ne bulmayı istiyorsun? diye sorar...

...Sevmek, zaman içinde iyiyle de kötüyle de karşılaştığın dairesel bir süreç değil miydi?...

...

16 Şubat 2009 Pazartesi

Ruzgar yedi aylık, ek gıda 2


Aslında Rüzgar 7 ay 1 haftalık..Yorgunluktan ve yoğunluktan oldu bu gecikme..Bu aralar tezimle ilgili benim bile inanamadığım aşamalar kaydediyorum, bedeli de uzak kalmak oluyor..

Bu ay boy kilo yok, doktor bilirkişisi 9 aylık olana kadar görmeyecek Rüzgar' ı..Olurda hastalanırsa gelirsiniz ama artık her ay gelmeyeceksiniz dedi..Aslında, 5 dakika mesafedeki aile hekimimize gidebilirdik boyu ve kilosu ölçülsün diye ama yağmur ve tez sebebiyle gidemedik..

Tahminen..

Boy: Ooooo, bak annesi bak, sığmıyor kucağıma, adam oldu adam..
Kilo: Annecim hadi sen artık yürü, belimde 2 adet fıtıklı bölge var, taşıyamıyacağım seni..
Baş çevresi: Koca kafalı seni, kime çektin bilmem..

Bu ayki bilimsel verilerimiz bunlar..

Duygusal verilerimize gelince..

Yahu çok güzel bakmaya başladı Rüzgar..Öyle gözünü gözüme dikip bakıyor ki utanıyorum valla..Kendi aşkımdan utanıyorum sanırım :) Ama o da bana pek bir anlamlı bakıyor..

Suluktan değil mümkünse benim tepeme diktiğim pet şişemden su içmek istiyor, engellenince de ağlıyor..E tabiki aynı şişeyi paylaşmak onun sağlığı içi tehdit edici olabilir, ben de yanında içmiyorum şişeden su..Ona ayrı ve küçük bir pet şişe alabilirim ama doktorumuz hazır su da olsa kaynatacaksın dedi :( Sonuçta gene de suluktan değil bizim bardaklarımızdan yardımla içiyor suyunu..Bardağı tutmak istemesi de çok şeker..

Oyun halısına sırt üstü bıraksak da yüz üstü buluyoruz her seferinde..Önüne koyulan bir hedefe ulaşmak için totosunu öyle bir dikiyor ki havaya..Parantez oluyor çocuk..Ama emeklemiyor..Biz de çok teşvik edici değiliz doğrusu, burada doğal gaz yok, bir oda klimayla sıcak diğer her yer soğuk..Yeri dar olmasın hareket ederken istiyorum..Zaten çok da hevesli değil o da..Burda 1-2 ay sonra havalar ısınır..9 aylıkken emeklesin , napalım..Zaten emeklemek istese biz istemesek de emekler..Durduramayız yani..O zamanlamayı kendisine bıraktık, hiç motive etmiyoruz sadece..Bu aylarda yürüteç kullananlar var ama sorduğum fizyoterapist arkadaşlarım alma, alacaksan da önce emeklesin sonra al dediler..Şimdilik düşünmüyoruz yani..


Bu arada oyun halısında çoook uzun zamanlar geçiriyor..En az yarım saat..

Desteksiz oturabiliyor ama bence çok başarılı değil hala, ya öne ya yana kayıyor..Zaten oturma zamanlarını mama sanalyesinde geçiriyor genellikle..Oturmaktansa ayakta durmaya bayılıyor..Ayaklarını öyle sıkı basıyor ki..Gene fizyoterapist arkadaşlarım dediler ki bu basmalar refleksmiş, kaybolacakmış yakında, korkmamalıymışım o zaman niye basmıyor diye..

Oyuncak seçiyor, şıkır şıkır eden aslan yüzü olan bir çıngırağı var..Hepsinin içinden onu seçip alıyor..En uzunda onunla oynuyor..

Saçlarımla oynuyor, evet evet çekmiyor oynuyor ensemdeki uzamaya çalışan saçlarımla..Sanki seviyor gibi bebeğim...

Kendini aynada görünce çok eğleniyor..

Gel gel hareketini öğretmeye çalışıyorum, öğrenmiyor :))Ama ellerimi dikkatle izliyor, dikkat ediyorum kendi parmakları da kıpırdıyor ama o kadar..

Adını kesin öğrendi..Osman deyince bakmıyor ama Rüzgar deyince bakıyor..Evet, evde günde 3 kere Osman deneyi yapılıyor bu aralar..

Birinin arkasından ağlıyor!!! Bu en heyecan verici gelişme..Mesela işten gelip kucağıma şöyle bir alıyorum, 2 sn kadar..Sonra malum hastaneden geliyorum, üstümü değiştirmek için geri veriyorum..Çığlık atarak ve öyle içli ağlıyor ki..Bugün de dayısı için ağladı..Yani biliyor, ayırt ediyor ve seçiyor!!!

ba ba ba ba diyebilse de de de de de de favorisi...Ama bilinçli değil, laf olsun diye :))

Gelelim ne yiyor kısmına..Bir kere oğlumun artık mama sandalyesi var..




Sevdi sandalyesini..Ben yemek yaparken mesela, gayet güzel oynuyor oyuncaklarıyla..Sıkılınca ben yanına gidiyorum, kollarını bir kaldırışı var ki havaya..Gel deyince çağırana doğru hamle yapmayı da öğrendi..

Ek gıdalar demiştim..

Sabah kahvaltı..Yarım muz, 1 yemek kaşığı lor - gerçekten lor olsun ama, tuzlu çökelek gibi şeyler satıyor bazı şarküteriler-, yarım yumurta sarısı, ekmek içi -ev yapımı, tercihen kepekli-,pekmez ya da ev yapımı ayva reçelinin taneleri, anne sütü ya da ev yapımı yoğurt..1-2 gündür pek istemese de genelde bayılarak yiyor..

Öğlen sebze çorbası, ne varsa ondan diyelim kısaca..Genelde yoğrutla seviyor..Hazır alınmıyor hiçbirşey, ben de nasıl becerdiğimi bilmesem de tüm koşuşturmacanın içinde bir şekilde başarıyorum..Sadece çorba değil evde yaptıklarım, herşey ama herşey..Koşuşturmaca listem: Aynı hastaneyebağlı şehrin iki ucundaki 2 hastane arasında haftanın 4 günü gidip gelme ve günde ortalama 20 hasta görme, uzmanlık tezi yazma, yağmur yoksa her gün Rüzgar' ı gezdirme, evi temiz tutmak konusunda takıntılarımla başa çıkma, nedense herşeyi ütüleme, düzenli yemek pişirme, birtakım kocaman işleri sıraya koyup bitirme, vs. vs. Çok değilmiş sanki ama bana çok gibi geliyor bu aralar..

Akşamüzeri ve akşam ise..Meyve- yoğurt- irmikli meyveli yoğurtlu muhallebi...tarif: irmik pişer, meyve cam rendede hazılanır ve irmiğe eklenir, üzerine de yoğurt..Rüzgar bayılarak yer, anne de dayanamaz Rüzgar' ı yer, Rüzgar dayanamaz de de de de de der..Sanırım ya yeter bırak sıkıldım demek ister..

Rüzgar büyür, Iraz da büyür..

% 100 handmade, hem de anneanne işi..

Anneciğim sanki bir işaret bekler gibi olduruverdi ne hayal ettiysem..

Hiç sevemedim klasik örgüleri..Zürafa ve ayıcıklı olan bebek kıyafetlerini sevemediğim gibi..

Dedim ki kıymetli anneannesine oğlumun, hani biz küçükken örerdin de insanlar yolda durdurur sorardı modeli..Bu kısmı sakın ha es geçmeyin, nasıl bir gururdur çocuk için inanamazsınız, hem beğenilme hem de annenin beğenilmesi, ego double tavan yapar, tadından yenmez..Bu kadar küçük bebek için model sınırlı tabi ama öyle özel şeyler istiyorum..Yani Rüzgar' ın yolda durdurulmasını falan değil tabiki, klasik bebek örgüsü olmasın yeter diyordum..Adam kıyafeti deyip kapatalım mı bu betimleme faslını..

Annem sabah işe gitti, akşam en erken 5 te eve geldi,hatta cumartesi günleri dahil çalıştı.. Bu arada mailbox' ında okunması ve içselleştirilmesi gereken takribi 30.000 adet spirituel bilgi mail i onu bekliyordu :))

Ama ördü torununa, model çıkardı, uzaklara gitti geldi, yün aradı ve buldu, sonra da ördü..Rüzgar onların için de hem bebek hem de adam oldu..Beğenmezler Ordusu beğendi..

Buyurun buradan..

12 Şubat 2009 Perşembe

arkadaşım eŞŞek...


Nasıl bir ruh halidir ki bu sabah sabah arkadaşım eşşek dinleyip, tamamen şarkının sebep olduğu hissiyattan ötürü ağlıyorum mutfakta..

Hele de demiyor mu o tatlı günlerimiz bir anı oldu..

Artık kesin çocuk değilim değil mi...

evet bu sefer eşek değil eşşek, çünkü Barışımız yedimiz yetmişimiz böyle söylerdi bu şarkıyı..arkadaşım eş, arkadaşım şek, arkadaşım eşşek demezsek olmaz..

5 Şubat 2009 Perşembe

Mevsimine Göre Beslenelim...

OCAK
Balık: Kefal, tekir,kırlangıç, strongilos, levrek,
Sebze: Kereviz, lahana, brüksel lahanası, brokoli, havuç, pırasa,ıspanak,
pazı, karaturp, kırmızı turp.
Meyve: Elma,nar, portakal, armut, ayva, greyfurt.
Bu ay sofranızdan eksik etmeyin:
Sebze ve et suyu ile hazırlanmış çorbaları sofranızdan eksik etmeyin.
Hareketsiz geçen soğuk kış günlerinde çorbalar bağırsak sistemini
düzenler.Soğuk havalarda vücuda direnç veren balık ve baklagiller de en çok
tüketilmesi gereken besinlerden.

ŞUBAT
Balık: Uskumru, istavrit, lüfer, palamut, tekir, kefal, kalkan, gümüş
balığı.
Sebze: Brokoli, brüksel lahanası, karnabahar, pazı, ıspanak, pırasa, pancar,
defneyaprağı, havuç, turp.
Meyve: Elma, portakal, muz, armut, greyfurt, ayva.
Bu ay sofranızdan eksik etmeyin:
Kansere karşı etkili lahanagilleri (lahana, brüksel lahanası, karnabahar ve
brokoli) sık sık yiyin. Bol betakaroten içeren havuç ile salata, zeytinyağlı
yemek veya havuç suyu hazırlayın.

MART
Balık: Levrek, kalkan, kefal
Sebze: Ispanak, havuç, pırasa,kırmızı turp, brokoli.
Meyve: Elma, muz.
Bu ay sofranızdan eksik etmeyin:
Mart, yaza hazırlık ayıdır. Hafif beslenmeye ve diyet yapmaya başlamanın tam
zamanıdır. Mart, aynı zamanda ilkbahara geçiş ayıdır. Bu nedenle hafif bir o
kadar da direnç verici besinleri tüketmeye özen
göstermek gerekir. Balık, ızgara et, sebze ve meyveler bol tüketilmeli.

NİSAN
Balık: Kalkan, kılıç, kırlangıç, tekir, barbunya
Sebze: Taze soğan, tazesarımsak, kuşkonmaz,taze kekik, bakla, marul.
Meyve: Can erik
Bu ay sofranızdan eksik etmeyin:
Kuzu etinin en taze ve lezzetli zamanı. Bu aylarda et olarak kuzu etini
tercih edin. Sütlü hafif tatlılar pişirin. Sabah kahvaltısında ve geceleri
yatmadan önce bir bardak süt için. Hafif ama sağlıklı beslenerek
ve açık havada düzenli yürüyüşler yaparak fazla kilolarınızdan
kurtulabilirsiniz.

MAYIS
Balık: Barbunya,levrek, kılıç, kırlangıç, dilbalığı.
Sebze: Enginar, bakla, madımak, semizotu, papatya, ebegümeci,domates,
salatalık.
Meyve: Çilek, yeşil erik, malta eriği, dut.
Bu ay sofranızdan eksik etmeyin:
Çilek kısa ömürlü bir meyve. İçeriğindeki zengin vitamin (özellikle C
vitamini) ve mineraller sayesinde ani enerji verip, geçiş mevsiminde ortaya
çıkan yorgunluk belirtilerini giderir.

HAZİRAN

Balık: Mercan, levrek, barbunya.
Sebze: Enginar, taze patates, taze fasulye, bakla (ayın ortasına
kadar), bezelye, kabak, patlıcan, sivribiber, domates, salatalık, kuzu
ıspanak, semizotu, rezene, marul,üzüm yaprağı, taze soğan, tazesarımsak,
dereotu, dolmalık biber, çalı fasulyesi.
Meyve: Kiraz, yeşil erik, malta eriği, kayısı, şeftali, dut.
Bu ay sofranızdan eksik etmeyin:
Kısa ömürlü dut ve kirazı bu ayda bol bol tüketin. Her ikisi de zengin
vitamin ve mineral kaynağı.

TEMMUZ

Balık: Sardalya, barbunya, tekir, ıstakoz, böcek, pavurya.
Sebze: Domates, salatalık, bezelye, dereotu, kum havucu, taze
fasulye, kuzu ıspanak, kabak, patlıcan, semizotu, sivribiber, dolmalık
biber, çalı fasulyesi, barbunya fasulyesi.
Meyve: Kayısı, şeftali, kavun, sarı erik, karpuz, ahududu, vişne.
Bu ay sofranızdan eksik etmeyin:
Semizotu, balıktan sonra en çok omega-3 içeren sebze. Vücut tarafından
üretilmeyen bir yağ asidi olan Omega-3, kalp hastalıklarına, zihinsel
karışıklığa ve bunamaya karşı ekili.

AĞUSTOS

Balık: Çingene palamudu, mercan, kılıç, sardalye.
Sebze: Domates, salatalık, patlıcan, dolmalık biber, çarliston biber,
sivribiber, taze fasulye, barbunya fasulyesi, kabak, mısır, kırmızı
salçalık biber.
Meyve: Kayısı, kavun, kırmızı erik, şeftali, vişne, böğürtlen,
karpuz, incir, mürdüm eriği, üzüm.
Bu ay sofranızdan eksik etmeyin:
Yaz meyve ve sebzelerinin en olgun zamanı. Meyveleri bol yiyin. Bunun
yanısıra balık, zeytinyağlı sebze, hafif soslu makarnaları
günlük öğünlerinize paylaştırın.

EYLÜL

Balık: Palamut, lüfer, kılıç, sardalye, kolyoz, kırlangıç.
Sebze: Mantar, patlıcan, mısır, pazı, biberiye, barbunya fasulyesi,
kabak, dolmalık biber, kırmızı salçalık biber.
Meyve: Mürdüm eriği, fındık, kavun, karpuz, incir, üzüm.
Bu ay sofranızdan eksik etmeyin:
Eylül, kışa hazırlık ayıdır. Vücudu soğuk mevsime hazırlamak gerekir.Bol
balık, sebze, meyve ve makarna gibi enerji verici karbonhidratlar ağırlıklı
beslenin. Mürdüm erik ve fındığı hergün belli bir miktar
tüketmeye özen gösterin.

EKİM

Balık: Pamatu, lüfer, istavrit, barbunya, kılıç, mercan, sardalye.
Sebze: Mantar, fındık, ceviz, ıspanak, yerelması, pırasa, lahana,
kıvırcık salata, kırmızı turp, karnabahar, havuç.
Meyve: Armut, ceviz, üzüm,elma, greyfurt, mandalina, muz.
Bu ay sofranızdan eksik etmeyin:
Ekim ayında omega-3 içerikli cevizin tam zamanı. Cevizi bu aylarda bol bol
tüketin. Ayrıca mantarlı nefisyemekler pişirebilirsiniz. Mantar, balık, et
ve sebzelere çok yakışır. Mantarı ızgarada üzerine peynir
serperek pişirip kahvaltıda da yiyebilirsiniz.

KASIM

Balık: Mezgit, ringa.
Sebze: Balkabağı, kabak, lahana, kereviz, pırasa, yeralması, havuç,
ıspanak, karnabahar, pazı.
Meyve: Ceviz, kestane, üzüm, elma,muz, mandalina, nar, armut, kivi,
greyfurt, Trabzon hurması.
Bu ay sofranızdan eksik etmeyin:
Kasım ayında balkabağından bol bol yararlanın. Çorbası, tatlısı ve pastası
ile nefis lezzetler hazırlayabilirsiniz. Balkabağını ayrıca etli sebze
yemeklerine de ilave edebilirsiniz. İçerdiği bol betakaroten
sayesinde kansere karşı etkili bir sebze.

ARALIK
Balık: Levrek.
Sebze: Balkabağı, lahana, yerelması, pırasa, brüksel lahanası,karnabahar, havuç, ıspanak, kereviz, pazı, kara lahana.
Meyve: Elma, mandalina, portakal, nar, armut, muz, kivi, kestane,
greyfurt, ayva, Trabzon hurması.
Bu ay sofranızdan eksik etmeyin:
Soğuk algınlığı hastalıklarına yakalanmamak için sağlıklı beslenin.Portakal
veya greyfurt suyu için. Ispanak, baklagil, et, yoğurt, muz,elma ve
kuruyemişleri bol tüketin.