15 Şubat 2011 Salı

Kreş, Oyun Grubu, Ev..Hangisi??

Az önce kuzenimden geldik, Rüzgar ve ondan iki ay küçük Emir oynadılar saatlerce, biz de kreş muhabbeti yaptık beklendiği üzere, bizim küçük adamlar Eylül de "3" yaş denen psikolojik sınırı geçmiş olacaklar çünkü..

Eve gelince baktım kim ne yazmış diye, Aslı yazmış, okuyun derim..

Bana en sık sorulan sorulardan birkaçı ile yapsam açılışı..

Oğlum/ kızım 18 aylık, artık ona yetmediğimi hissediyorum(?), kreş arıyorum, ne dersiniz?

Bizimki okula gitmem diye tutturdu,3 yaşına da geldi, ne yapsak acaba, hazır değil galiba..

"Kapıdan bırak git, ağlar ağlar susar" dediler, ne yapalım?


Uzar uzar uzar uzar bu liste..

1) Üç yaşına kadar bir çocuğun en temel ihtiyacı "ben" ve "benim" duygusunun tatmin edilmesidir, mümkünse bu sürenin çok büyük bir kısmını mekansal aidiyetle geçirmesi ve çocuğa hep aynı kişinin bakması en sağlıklı yöntemdir..Yani sıkça bakıcı değiştirmeyin, anne bakabiliyorsa şahane ama olamıyorsa da mümkün olduğunca aynı kişiyle geçirsin ilk 3 seneyi..Peki nerede? Evde!!!Parklar, sokaklar, bakkal, manav, süpermarket sizin..Buralar da sizi örnek alarak sosyalleşebilir çocuğunuz, ama 0-3 yaş aralığının en temel ihtiyacı "güvendeyim" duygusunun tatminidir, "ne kadar da sosyalim, yaşasın" gibi bir duygu durumu yoktur çocuğun, bu yetişkin dünyasına has bir yanılgıdır..

2) "Ama her taraf beton, birini görünce yabani gibi arkama saklanıyor" diyorsanız..O zaman önce model olun..Bakkala günaydın deyin, birgün o da diyecek..Komşularınıza selam verin, o da hızla taklit edecek, sıkça misafir ağırlayın, bayılacak!!! Ve bir de oyun grupları kurun..4 çocuklu bir grup ideal..Size gelsinler, siz onlara gidin..Etrafında olun, tekrar ediyorum, 3 yaşına kadar bu dünyanın nasıl bir yer olduğuna karar verecek çocuğunuz, siz yakınlarda olmazsanız "bırakılmışlık" hissi bünyesini hızlıca teslim alabilir, aksi de pek tabiki mümkün ama nadir..Oyun grubu evet..Yapılandırılmış bir ortam hazırlayın, yere bir örtü serin mesela,küçük minderler atın.."Sizin için hazırlandık" duygusunu yaratın ve yaşatın, çok heyecanlanacaklar!!!Bütün oyuncakları dökmeyin, minik aktiveteler hazırlayın hepsinin ilgileneceği..45 dakika oldukça yeterli bir süre..Aç ve uykusuz olmamasına dikkat edin, tadını çıkarabilsin..Sonra da bir serbest oyun zamanı yaratmak ideal, oyuncaklarla vakit geçirebilecekleri..Sakın bunu "gün" e çevirmeyin..Çocuğunuzun peşinde yemesi için elinizde poğaça gezmeyin, mesele yemek değil oynamak :) Ve sosyalleşmek(bu sözcük azıcık antipatik hale geldi ağızlara sakız olması sebebiyle..) Ve mümkün olduğunca sessiz kalın, çocukları izleyin, az müdahele ile nasıl bir ahenk tutturduklarına inanamayacaksınız..

3)Para verip oyun grubuna götürelim mi? Evet götürün ama 3 yaşından küçük ise çocuğunuz "anneli oyun grubu" tercih edin.."Siz bırakın alışır" diyenlere inanmayın, bu öğrenilmiş çaresizliktir.."Ağlasam da gelmeyecek" diyen çocuk susar..Yakınlarında olun ama siz oynamayın o oynasın, eşlik edin ama bırakın o kule yapsın ya da yapamasın..Yapamadığı haller de ona zevk veriyor, çocuklar sonuç değil süreç odaklıdır..Kaygılıysanız da bunu belli etmeyin, çocuklar duygu dedektörleridirler, anında bu duygu çekip alınır ve itinayla size duygu sömürü olarak geri dönebilir:) İlgilenmiyor mu, gidelim mi diyor, biraz deneyin ama çok ısrarcı olmayın..

4) Kreşe ne zaman gitsin peki? 3 yaşına kadar gitmesin mümkünse, 3 yaşında ise minik adımlar atın, önce 1 saat, sonra 2 saat, ve yavaşça arttırarak..Önce haftada 1-2 gün, keyif alıyorsa sonradan arttırarak ve "bırakıp gitmeyerek"..Alışana kadar orada olun, sınıfında olmanıza gerek yok, müdürün odasında bekleyin mesela, bin tane soru sorun bu esnada, çocuğunuzu teslim ediyorsunuz, bu en doğal hakkınız..Çocuğunuza yakınlarda olduğunuzu söyleyin..Ve en geç 2 hafta sonra "ben artık gidiyorum ama geleceğim şu saatte" deyin, asla bir anda ortadan kaybolmayın..

5)Neye göre seçeceğim kreşi? Çocuğunuzun ihtiyaçlarına göre, konforlu ve süs olmayan bir bahçe ( kötü hava yoktur, kötü kıyafet vardır), sağlıklı yemekler ve iyi bir öğretmen..Müdür ve bina önemli olsa da anaokulu tecrübesi olan ve oyun grupları yapan bir psikolog olarak biliyorum ki bu işin en önemli kısmı öğretmen..Öğretmeniyle tanışın ve çocuğunuzla geçirdiği bir zaman dilimini gözlemleyin mutlaka..

6) Peki siz ne yapıyorsunuz? Rüzgar 2.5 yaşında..Benim yaptığım anneli oyun gruplarından birine katılıyor..Yapılandırılmış ortam, sessiz kalıp izleyebilen anneler, ve hazırlanmış aktiviteler, 45 dakika oyun ve sonrasında serbest zaman..Ekim' e kadar kreşe gitmeyecek..Ekim' de ise "gerçek"ten bahçesi olan,işini seven bir öğretmenin olduğu, akademik olarak içi çok boş olmayan ama eve ödev göndermeyecek kadar çocuğun doğasına saygı duyan bir okula gidecek..Önce haftada 3 yarım gün, sonra severse 5 yarım gün..Asla tam gün değil..Evde olmaya ihtiyacı olacak hala biliyorum..Belki uykusu gelecek ve evde uyuyacak, hiç sanmıyorum uyku fobik oğlumun böyle bir beklentisi olacağını, ama evde ve benimle ya da babasıyla olma ihtiyacını karşılayacak böylece..Beraber kek yaparız, çıkar gezeriz, oyun oynarız..Rüzgar' a asla okula gitmek istiyor musun diye sormayacağım mesela..Bu anne babanın vereceği bir karar, çocuğun kararı olamaz;ama işaretleri gözlemleyeceğim..Ben de her anne gibi oğlumu tanıyorum, keyif alıp almadığını anlayabilir ona göre bu kararımı erteleyebilirim ya da "yanlış yaptım okul seçiminde" deme yürekliliğini gösterebilirim ..4 yaşından sonra ise tam gün gidebilir, ama yine şart değil..O zaman ufacık da olsa Rüzgar' a sorabilirim ne istediğini..

İşte böyle, ben şimdi gidip oğlumun zaten örtülü olan üstünü bir daha örteceğim ve yüzünde bir gülümseme oluşana kadar öpeceğim..

İyi geceler..

30 yorum:

Tombul Peri - Sıla dedi ki...

Tam zamanında, ayrıntılı & acıklamalı bir yazı :)
Teşekkürler Iraz endişelerimi giderdin, beni rahatlattın :)
Sevgiler
Sıla

Iraz dedi ki...

Teşekkür ederim Sılacığım..

eylemyiğit dedi ki...

Güzel bir yazı olmuş.Kendimi bu konuda neyi yanlış yapmış olabilirim diye düşündüğüm bir dönemde geldi.Oğlum oldukça girişken ve sosyal bir çocuktu ve daha 1,5 yaşında yoğun tempolu bir oyun grubuna başlattım.(bildiğin anaokulunun sıkıştırılmış versiyonuydu) 3 aydan sonra sıkıldı,problem çıkardı ve aldık.3 yaşında anaokuluna başlattık ama tam gün ve bir iki hafta sonra yarım güne indirmek durumunda kaldık.hem fiziksel,hem de duygusal olarak yıpranmıştı.Bazen çocuğumuz adına kendi bakış açımızla karar veriyoruz sanki o daha dünyaya geleli 2-3 yıl olmamış gibi.Zorluyoruz farkında olmadan.herşeyin iyisini onlar için istiyoruz ama o aslında ne istiyor ne talep ediyor buna da yoğunlaşmak lazım.

Hülya Cinsçiçekçi dedi ki...

ıraz
şu aralar çok kafamı kurcalayan soruların hemen hepsinin cevabını vermişsin. çok çok sağol. kalemine sağlık. harikasın

Adsız dedi ki...

Ağzına sağlık Irazcım.

Evet ben o 3 yaş sonrası değişikliği şu anda Ada'da görüyorum bile. Rahatladı, serpildi gibi bir duygu, zamanında birçok şeyinde zorlanmış olsam da buna değdi, hep yanında olmak çok çok önemliymiş, onu görüyorum.
Bu anaokulu konusu bizde de ara ara gelip gidiyor dün yazdığım gibi. Ama en öenmlisi çocuğu dinlemek, 3 olmuş 4 olmuş diye düşünmemek, duygusal olarak hazır mı onu algılamak. Çocuğu tanımak.
Ama dünyada aksi örneklerin olduğunu, hiç anaokuluna (hatta bildiğimiz tarzda okula) gitmeyen çocukların nerelere geldiğini görmek umut verici.

Sevgiler,
Aslı

annesininmimosu dedi ki...

teşekürler yazın için.tam da benim düşüncelerimi yansıtmış..birkezdaha üstünden geçmiş oldum..

yeliz dedi ki...

sevgili ıraz,
çok faydalı oldu benim için. oyun grubu konusunda hatalı düşündüğümü fark ettim. hani toplasan 4 defa gitti ama onunla oyun alanına girdiğimde kendimi kötü hissetmiştim. Sanki yanlış yapıyormuşum gibi. (Arca 22 aylıktı) 3 yaşından önce anneli oyun grubu fikrini başka bir arkadaşım da vermişti, sen de yazınca olması gerekenin aslında bu olduğunu anladım.

Iraz dedi ki...

@eylemyiğit,
Çok güzel bir nokta geldiğin, evet o ne istiyor sorusu da çok kıymetli, kendilerini güvende hissetmeye devam ettikleri ve havada dolaşan şeyin "sevgi" ve "ilgi" olduğu ortamlar çok önemli bu yaşlarda, asla zorlama ve "sana birşey öğretiyorum" değil..Sen çocuğundaki işaretleri okuyabilen bir annesin, oğlun şanslıymış :)

Iraz dedi ki...

Hülyacığım, çok sevindim..Bu ara benim de sana sormak istediğim sorular var aslında biliyor musun :)
Çok öpüyorum!!!

Iraz dedi ki...

Aslı, Evet bir de homeschooling var..Yazsan keşek, ben de arkandan gelirim belki yine :)
Yaşa takılmamak konusunda yazdıklarına da tamamen katılıyorum..

Iraz dedi ki...

Annesinin minnoşu, çok sevindim, hep birlikte bildiklerimizin "sağalama"sını yapmış olduk sanırım :)

Iraz dedi ki...

Yeliz,
Evet ebnce doğru olan bu, hem deneyimleyerek hem de teorik bilgimle bunu her seferinde doğruluyorum..3 yaşına kadar anneli, sonra yavaş yavaş..

gezicini dedi ki...

kendimi çok daha iyi hissettim bu yazıyı okuyunca. çok teşekkür ederim.
benim oğlum da yakında 36 ayını tamamlayacak ve 3 yarım gün olarak bir yuvaya gidecek. daha öncesi çok erkendi. bizim için de en uygun zaman şimdi.
yazdıklarınıza katılıyorum. her anne çocuğun ihtiyacına göre kendisi en iyi kararı verecektir.
sevgiler
gorki

Berna dedi ki...

valla tam onikiden vurdun yine Irazcım. Ellerine saglık. Çok doyurucu bir yazı olmus. Anaokulu macerası boyunca rehberim olacak bu yazı.

Iraz dedi ki...

Gorki merhaba,
Doğru zamanlama :)
Sevgiler..

Iraz dedi ki...

Bernacığım,
Sen de herzamanki gibi motive ediyorsun beni,
Sevgiler..

sanberk dedi ki...

ne kadar güzel anlatmışsınız insanın bir pozitif hava eriyorsunuz.kafamda birçok sorulara cevap vermiş oldunuz çok sağol.
Sormak istediğim şey var.Benim oğlum arkadaşlarla oynarken onlara iter ve sıkar en son bir arkadaşına ısırdı.bununla ilgili siiznle danışmak istiyorum bu konuda neler yapabilrim nasıl bir yol izlemeliyim.Siznle nasıl göreşebilrim?

Iraz dedi ki...

Merhaba,
Bana özelden bir mail atabilirsiniz:
iraztoros@yahoo.com,
Sevgiler..

elif ada dedi ki...

Iraz çok teşekkür ederim. Öyle iyi geldi ki bu yazı... Bu arada sana bir konuyla ilgili mail atabilir miyim? Tabii vaktini almayacaksam. Sevgiler

Evrim dedi ki...

Irazcım,

Cahilliğime ver ve beni aydınlat lütfen. "Öğrenilmiş Çaresizlik" çok kötü bir şey mi? Yani ergenlikte birine aşık olup "Seni Seviyorum" a karşılık "ben başka birine aşığım" cevabını alarak çaresizliği öğrenirse daha mı iyi oluyor :) Sonuçta çaresizliği her insan evladı öğrenmek zorunda olduğuna göre ne kadar geç o kadar iyi mi?

Iraz dedi ki...

Tabiki atabilirsin, iraztoros@yahoo.com, sevgiler..

Iraz dedi ki...

Evrimciğim, ne cahilliği..Sadece bu kadar küçük bünyeler için erken tanışılası bir kavram olduğunu düşünmüyorum..Ergenlikte karşılaştıklarında ise, buna "hayat" diyoruz biraz, biraz da temel olarak "seviliyorum" kararı varsa çocuğun bilinçaltında, çok da örselenmiyor ergenlikte de sonrasında da :)

Adsız dedi ki...

Ben ayni fikirde degilim... Kizim 8 ayliktan itibarwn anneli, 1 yasindan itibaren de tek basina oyun gruplarina katiliyor. Bu tecrubeme istinaden burada paylasmak isterim ki, kizimin hic uyku yemek mizmizlik ya da kapris sorunlari olmadi. Simdi 2 yasinda ve hala 2 yarim gun bensiz, 1 yarim gun de 8 ayliktan beri birlikte toplandigimiz anneli grupla cok verimli zamanlar geciriyor. Her seferinde nese ve heyecanla gidip donuyoruz, evde de ogrendigimiz sarkilari danslari ya da yeni oyunlari tekrar edip paylasimlarimizi artiriyoruz. Hicbir zaman onu biraktigimda aglamadi. Harika bir ogretmeni var. Sadece 0-3 bebeklerin oldugu bir okul ustelik. Ben kontrol delisi bir anne olmadim, onu egitmiyorum, yormuyorum, tek hedefim ozunden gelen dogasina mudahale etmemek. Cocuk oldugu gibi mukemmel zaten. 0-3 gibi onemini tarife sozlerin yetmedigi bir donemde istikrarli bir gelisme kaydediyoruz her ikimizde. Bu konuda dogru yanlis yoktur hanimlar. Bu konu bebek ve annesinin icini duymasi, duyduguna uymasi meselesidir. Bu nedenle kisiseldir,tek bir dogru yok gordugunuz gibi. Kafalar karisik, cunku annelerin zihni sade degil, icini yani bebegi icin en dogrusunu duyamiyor. Bebek annenim hissiyatini direk sunger gibi emer. Zihni sade olmayan anneler bebeklere her turlu en buyuk hasari veritler bilmeden. Bedenen yaninda durmak degildir guven duygusu. Muspetleyebilecegim uzun bir mevzu bu, ancak kimseyi daraltmak istemem. Herkese sevgiler..

Nihal M. dedi ki...

çok teşekkürler Iraz... Arkadaşların yorumlarına katılıyorum benim için de çok aydılatıcı rahatlatıcı bir yazı oldu...
Uras da 2,5 yaşında eylül öncesi kesinlikle düşünmüyordum Eylül de bile yarım gün mü acaba diyordum tam da etrafımdaki herkes neden kreşe gitmiyor bu çocuk sıkılıyor denilen dönemde çok çok iyi geldi yazdıkların...
teşekkürler tekrardan...

Iraz dedi ki...

@insan olmak..
Sizin tecrübeniz de size özel.."Bence" ile başlayan cümleler kurmak en güzeli..Her çocuk ve annenin ilişkisi özel ve kendilerine has..Ne mutlu size bu kadar içinizin rahat ettiği ve kızınızın mutlu olduğu bir okul bulmuşsunuz, ne mutlu bu kadar eminsiniz..
Zihinlerin sade olamaması o kadar normal ki yaşadığımız dünyada..Ben bu durumu hayatın bir parçası olarak kabul ediyorum..Siz tam olarak bu ruh halini yakaladıysanız hem özel hayatınız da hem de kızınızla ilişkinizde, tadını çıkartın derim :)
Evet bedenen yakın durmak tek başına herşey demek değildir, bu durumda mutsuz çocuk/yetişkin sayısı çok az olurdu, ama bağlanma teorileri hakkında biraz okuyunca ve etrafınıza o gözle bakmaya başlayınca anne çocuk ilişkisinin "sosyalleşme-bağımsızlaşma" adı altında çok fazla gereksiz müdaheleye maruz kaldığını, çocuklara da hem zihin karıştıracak hem de bedenlerini yıpratacak kadar fazla uyaran gönderildiğini göreceksiniz..
Sadelik..İşin özü bu..Şatafatlı kocaman "eğitim, sosyalleşme, bağımsızlaşma" temalı hayallerden 0-3 yaş aralığında uzak durulmalı, derim ben :)
Sevgiler..

Iraz dedi ki...

@Nihal Maya,
Bence de Eylül' ü bekle ama biraz da dışarlarda ve kalabalıklarda en azından :)
Parklar,bahçeler sizin :) Gerçekten sıkılmıyordur umarım Uras :)
Sevgiler!!!

Adsız dedi ki...

Ama, ama, ama...Kızım mutlu, ben değilim o zaman ne olacak!!!

Iraz dedi ki...

Sedef Hanım,
Bu konular yazışarak konulmaz, size bir randevu veriyorum hemen, haftaya İstanbul' da, hatta sizin çok sık aile danışmanlığı almanız gerekiyor, siz taşının hemen İstanbul' a :)
Canım benim, senin durumun extreme ikimiz de biliyoruz ki :)
Ben döneyim olmadı, açalım şu okulu beraber :)

Adsız dedi ki...

homeschooling postunu yakında yazabileceğim sezintilerini hissettin mi??? :)

yaruze... dedi ki...

Ahhhh bu yazı benim zaten allak bullak olan kafamı nasıl da içinden tamamen çıkılmaz kaoslara soktu bilemezsiniz.
Benim 3 yaşına girmelerine 4 ay kalan biri kız diğeri erkek ikizlerim var.5 aydır çalışıyorum,şu ana kadar annem bakıyordu ama bugün itibariyle kreşe başladılar.Sabah babaları okula bıraktığında yarım saat ağlamışlar ve ben bundan dolayı inanılmaz üzgünüm.Anlattığınız şeyler çok güzel,çok ta doğru ama şartlar her zaman buna uyum sağlamıyor yazıkki.Siz şanslısınız ki çocuğunuzla vakit geçirebiliyorsunuz ama benim öyle bir şansım yok maalesef.
Çooookkkk mutsuzum bu konuda çooookkkk.