18 Haziran 2009 Perşembe

notlar




Kısa kısa notlar alır gibi yaşıyorum bu ara..

1) Oyun grubunu profesyonelce yapacağım.( Ayrı bir post konusu, okuyan Adanalı varsa haberleşelim :))

2) Evde sinema sisteminin kolonu üzerinde bir canlı türü yumurtlamış, dokununca toz almak için, pıt pıt döküldü yavrucuklar yumurtalarından :( Karşı apartmandaki veterinere götürdüm, "kene mi bu" diyerekten, "hayır değil" dedi çok sallamayaraktan, rahatlamadım, İl Sağlık Müdürlüğünü aradım: "ya keneyse, ya ısırdıysa, tahlil yaptıralım mı, bir de devlet baba desin bu kene değil diye" dedim, şehrin öte ucundaki devletin veterinerlerine teslim ettim böcük yavrularını, bir bakmayla kıymetli parazitoloji uzmanı "kene değil bu ya" deyince ilk veterinerden daha da az umursayarak paniğimi, septik halimden ve de paranoid kişiliğimden sıyrılmak istedim ömür boyu, becerebildim mi bilmiyorum, hayvancıklar kavanozda telef oldu, ona da ayrıca üzüldüm..

3) Bugün Rüzgar babasının öğrencisinin yıl sonu etkinliğinde idi, okulun bahçesinde fıldır fıldır gezip, kıkır kıkır güldü herkeslere, çocuk dediğin sokakta büyür, büyüyemiyorsa sokakta büyüyormuş gibi yapılır..Bir de bu ara "ayyyy" ve de "yaaa" diye çığlık atar oldu oğlum, histerik kahkalarını tarif edemeyeceğim..





4) Bu yıl sonu etkinliğinin açılış konuşmasında Melodi Müzik Merkezi'nin sahibi Ruhi Bey, "Atamız da bizimle burda,eminim, ve gurur duyuyor çocuklarımızla.." deyince ürperdim ve heyecanlandım...

5)Ev kazaları arttı Rüzgar yürüyebileceğini sandığından bu yana, tutunabileceği birşey kalmayana kadar sıralayıp, sonrasında biraz artistlik yapıp, tek el bırakmaca gibi,iki eli birden bırakınca küt yerde...Neyseki ağlamıyor, sadece fazla hızlı olduysa korkuyor, o zaman birazcık ühü ühü..

6) Rejim devam, 5 kilo verdim toplamda, ha gayret..

7) Tatile gitsek, Dalyan' a gitsek..

8) Bu ara Kur'an kursunda kalan ya da hocalık yapan hastalarımın sayısında artış var, orda kalan ve aslında kalmak istemeyen; ama toplum ve cemaat baskısından arkasını gidip dönemeyenler..Anlattıkları feci..Kısa gömlek giyemeyen bir erkek hasta, gören olursa ne der diye sinemaya gidemeyen bir başkası..

9) Evde sabun yapacağım bu hafta..

10) Arkadaşlarım geliyor bu ara, bebişler tanışıyor..



11) Rüzgar bardaktan (suluk değil, biberon değil, cam bardak) suyu tek başına içmek istiyor, bir anlık içip sonra üstüne döküyor, bence bilerek!! Yemeğini de yemek istiyor, çatalı batırmaya çalışırken ben yedek çatala batırıp eline veriyorum, süper yiyor..Bizim çatal ve kaşıklar, bizim cam bardaklar..Çocuklar ya da bebekler için olanlardan değil..Korkmaya gerek yok, dikkatli kendisi, "beceremezler" diyen anne ve babalar, dikkat edip çatalla kendini delmeyen Rüzgar!!!

12) Turgutla mikado ve çokça da erkek tavlası oynuyoruz balkonda, çay bir de, mis gibi, gelsenize..


13) Alain De Botton bazı kitaplarında böyle 1-2-3 diye yazar, Orhan Pamuk da yapmış Masumiyet Müzesinde, ama ben Pamuk değil Botton taklitçisiyim işbu postta..

14) Rüzgar'ı çok öpeceğim bir de..




2 yorum:

yeşim dedi ki...

çok şekersiniz, çok tatlısınız ana-oğul, öpüyoruz sizi:))
Yeşim ve oğluşu Mert

Iraz dedi ki...

:))
Bizde öptük :))