21 Aralık 2011 Çarşamba

Atölye Çocuk, Iraz' ın Oyun Grupları, Kış Programı

Bebeklerin ve çocukların yaşıtlarıyla zaman geçirmeleri psikososyal gelişimlerine dikkate alınmayı gerektirecek bir katkı sağlar. Oyun, çocuğun kendi deneyimleriyle öğrenmesinin en etkili yoludur; oyun uyumdur..

7 Ocak Cumartesi "Atölye Çocuk, Iraz' ın Oyun Grupları, Kış Programı*" eşliğinde oyunlar oynamaya başlıyoruz!!!

9-14, 15- 24, 24-36 ay araligindaki cocuklarin ebeveynleri ile katılımına açık olan oyun gruplari, Cumartesi gunleri 5 ayri saat secenegi ile baslayacaktir. Saatler 10.30, 12.15, 14.00, 15.45 ve 17.00 dir. Haftaiçi katılımcı olmak isteyen ailelerin talepleri degerlendirilecektir.


*Iraz' ın Oyun Grupları 4 ayrı donemden(guz, kis, bahar, yaz) olusmaktadir; her donemin programı birbirinden bagımsız ve farklı hazırlanmaktadır. Katılımcılar devam eden programlara da katılabılırler.

ATOLYE COCUK

IRAZ’IN OYUN GRUPLARI KIŞ PROGRAMI

1.Hafta: Ellerim ilk oyuncağım: Hissederek oynuyorum.

2.Hafta: Mevsimleri duyuyorum: Kış ayını tanıyorum.

3.Hafta: Hayvanlar benim dostum: Onlarla yaşıyorum.

4.Hafta: Renkler benim ilk oyuncagim: Kendi renklerimi yaratıyorum.

5.Hafta: Meyveler ve sebzeler: Kendi tabagimi hazirliyorum.

6. Hafta: Mutfakta çok eğleniyorum: Yaşayarak öğreniyorum.

7. Hafta: Sekilleri öğreniyorum: Parçadan bütüne gidiyorum.

8. Hafta: Müzikli bir kış günü: Sarkılar söylüyorum.

9. Hafta: Evimde Saklanan Oyunlar: Yeni oyunlar öğreniyorum.

10. Hafta: Ben Bir Kucuk Sanatciyim: Ilk eserlerimi uretiyorum.


Atölye Çocuk

Uzman Psikolog Iraz Toros Suman

0 216 410 21 30

info@iraztoros.com

Suadiye Mahallesi, Öğretmen Hayrullah Sokak, No 8/1

İstanbul

*Programın tüm yasal haklari Uzman Psikolog Iraz Toros Suman' a aittir.



18 Aralık 2011 Pazar

Aile İçi İletişim Seminerleri: “2 Yaş Sendromu,ve 3, ve 4..”


“Benim küçük bebeğim bir çocuğa dönüşüyor ve ben nasıl davranmam gerektiğini bilemiyorum” mu diyorsunuz?
Eyvah çocuğum 2 yaşında diyor ve kaygı dolu bir şaşkınlık mı yaşıyorsunuz?

2 yaş civarında başlayıp devam eden davranış değişiklikleri ile nasıl başa çıkacağınızı bilemiyor musunuz?


“Çocuğum artık 2 yaşında değil ama değişen birşey yok, krizler devam ediyor” mu diyorsunuz?
“2 yaş sendromu” tanımı hayatımızın bir parçası, peki ya 3 yaş, 4 yaş ve sonrası..Sizi bekleyen süreçten haberdar mısınız?

Uçlar arasında gidip gelmek, bir çocuğun gözünden bu tartışmaya kulak vermek, empati yeteneği güçlü bir ebeveyne dönüşmek, gerçek vak’a örneklerini dinleyip fikir üretmek için Uzman Psikolog Iraz Toros Suman’ ın konuşmacı olduğu Aile İçi İletişim Seminerleri’ ne, 2 yaş sendromu ve sonrası hakkında konuşmaya davetlisiniz..

Tarih:
25 Aralık 2010, Pazar,
14:00- 16:30

Yer:
ATÖLYE ÇOCUK
Suadiye Mah. Öğretmen Hayrullah Sok. No 8., 0 216 410 21 30.

Ücret:
35 TL.
Kayıt ve Bilgi Almak İçin: info@iraztoros.com

* Katılım kontenjanla sınırlıdır.Katılmak isteyenlerin kayıt yaptırmasi gerekmektedir.

***
Uzman Psikolog Iraz Toros Suman, İstanbul Bilgi Üniversitesinde aldığı psikoloji lisans eğitiminin ardından bir kadın sığınma evinin kurucu müdürlüğünü yaptı. Bu deneyim aile içi iletişim problemlerinin geldiği son noktaya şahit olmasını; böylece çocuklarla çalışmanın önemini kavramasını sağladı.Bu dönemde uzmanlığını tamamladı ve tezini “aile içi şiddet” üzerine oluşturdu. Kadın sığınma evinde kurduğu oyun odası herşeyin başlangıcıydı. Sağlık bakanlığı çalışanı olarak geçirdiği yıllarda çocuklarla ilgili ölçme-değerlendirme süreçlerinde aktif olarak yer aldı.Normal gelişim gösteren çocukların yanısıra farklı gelişim gösteren çocuklarla bol bol çalışma fırsatı bulan uzmanımız, 2009’ dan beri “Iraz’ ın Oyun Grupları” adlı oluşumu ile alternatif eğitim modellerinden esinlenen aktiviteler yaratarak ebeveyn katılımlı oyun grupları düzenlemekte, kurduğu çocuk atölyesinde aile danışmanlığı yapmakta ve aile içi iletişim seminerleri vermektedir.
Uzman Psikolog Iraz Toros Suman aynı zamanda Türkiye’ nin ilk veli inisiyatifi Montessori Okulu Küçük Kara Balık Çocuk Evi’ nin kurum psikologu olarak görev almaktadır.

16 Aralık 2011 Cuma

Çocuk Kütüphanesi

Dün benim okul günüm ve okulun gezi günü idi..Toplaştık çoluk çocuk, gittik bilindik bir çocuk kütüphanesine..Çocuk kütüphanesi mi dedim..Büyükler için basıldığı düşünülen kitaplarla dolu dikdörtgen bir salonun bir ucundaki dinozor dolaba istiflenmiş (!) kitaplarla dolu kısım sanırım tabelaya çocuk kütüphanesi yazmalarının sebebi..

Derin bir nefes alıp çocukların bir beklentisi zaten yoktu, hem çocuk olmak adaptasyon becerisin, , bıdı bıdı ... dedim. Yani kendimi sakinleştirmeye çalıştım..

Ta ki kütüphane görevlisi kitapları öğretmenler seçip çocuklara dağıtacak diyene kadar. Neden dedim? Çünkü kitaplar dağılır dedi. Öğretmen alınca da dağılmaz mı dedim. Öğretmen aldığı yere koyar dedi. Çocuklar da koyarlar dedim, koymazlar , hem neden itiraz ediyorsunuz ki, hep böyle yapıyoruz dedi. O zaman hep yanlış yapıyorsunuz dedim. Öyle yüzüme baktı. Biz şimdi yanlış yapmayacağız ama, çocuklar seçecekler kitaplarını, yine kendi seçtileri bir yerde inceleyecekler, sonra da aldıkları yere bırakacaklar kitapları işleri bitirince dedim. Öyle de oldu..Görevli şaşkınlıkla izledi, 20 çocuk vardı bu gezide, çıt çıkmadı kütüphanede. Kütüphanecinin şaşırdığı sessiz olmanın kütüphanede bir gereklilik oldugu sebepleri ile açıklandığında çocukların sessiz kalabilmeleri idi..

Çünkü yurdumun güzel insanı zanneder ki; çocuk dediğin kurallara asla uyamayan bir gürültü yumağıdır, çocuk dediğin yetişkin olmadan kitap bile seçemeyecek kadar yetisizdir, çocuk dediğin oturamayan bir ortalık karıştırıcıdır ve çocuk dediğin yetersizdir..

....

Kütüphanelerle ilgili benimle aynı fikirde olanlar var, mesela Adam Olacak Minik!

Neyse neyse, hayal kuralım hadi, bizim de böyle çocuk kütüphanelerimiz olsa diye...












13 Aralık 2011 Salı

Ekolojik Yılbaşı Ağacı!

Biraz tutturukluğum anneliğimden mi uzmanlığımdan mı(!) bilinmez, Sevgili Ayça ve Sevgili Cüneyt'i her gördüğümde hadi hadi hadi dedim durdum!!! Ki Duru' yu haftada 3 gün oyun oynamaya getirdiklerini düşünürsek hiç az değil!!!

Ve sonuç:














Ve akşam Rüzgar' ınkini açtık (şimdilik fotografı yok çünkü Turgut'la Orff derslerine gidiyor makinamız), öyle boyadı, öyle boyadı ki, sonunda "sanırım ben bir ressamım anne" dedi, salonun orta yerinde bıraktı ki sabah devam edebilsin..Bu sanat eserinin en güzeli defalarca boyanabilir oluşu, yani günlerce :)

Sanat eseri diyorum çünkü çocukların ilk karalamalarına dahi sanat eseri muamalesi yapılması gerektigini anlatır dururum hem oyun gruplarımda hem de seminerlerimde..

Büyük alışveriş marketlerinde satılan "plastik" lere inat, çocuğun yaratıcılığını ortaya koydugu ve "ben yaptım" dedigi bir yılbaşı ağacı, daha ne olsun..

Ve sonunda satın almak için:
http://duvuu.gostorego.com/cocuk/ekolojik-yilbasi-agaci.html



İyi ki yaptınız!!!

3 Aralık 2011 Cumartesi

Rüzgar

Merhaba...

Rüzgar'dan mı benden mi bilemedim..

İçimde bir "haksızlık bu" duygusu, yaz hadi dürtüsü..

Bak bu gülüşü not al, şu çığlığı da...Hem bak artık çizdiği resimler "tema" lı (?!?) olmaya başladı... Almanca oyun grubunun etkisiyle "hayır anne" çıktı, "Nein Iraz" girdi hayatımıza..Full time okullu oldu ve bu gazla neler neler aldı aklına, ellerine, ruhuna...Ha bir de kırmızı pelerini var artık oğlumun, ki tek başına bir yazı..

Gibi gibi gibi..

Dün Pratik Anne ile konuştuk ve hadi dedim,şimdi...

Yani...

So tell the girls that I'm back in town...