bebekli nasihatlar etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
bebekli nasihatlar etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

15 Şubat 2012 Çarşamba

AİLE İÇİ İLETİŞİM SEMİNERLERİ “Çocuk Olmak ve Pozitif Disiplin”


Çocuğunuzla ilişkinizde sınır koymakla ilgili bir belirsizlik ve kararsızlık mı yaşıyorsunuz?
Ne zaman “hayır” diyeceğinizle ilgili aklınız karışıyor mu?
Çocuğunuz söz konusu olduğunda kural koymakla ilgili sorunlar yaşıyor musunuz?
"Benim küçük bebeğim bir çocuğa dönüşüyor ve ben nasıl davranmam gerektiğini bilmiyorum" mu diyorsunuz?
Çocuğunuzda başlayan davranış değişiklikleri ile nasıl başa çıkacağınızı bilemiyor ve kaygı dolu bir şaşkınlık mı yaşıyorsunuz?

....

Uçlar arasında gidip gelmek, bir çocuğun gözünden bu tartışmaya kulak vermek, empati yeteneği güçlü bir ebeveyne dönüşmek, gerçek vak’a örneklerini dinleyip fikir üretmek için Uzman Psikolog Iraz Toros Suman’ ın konuşmacı olduğu Aile İçi İletişim Seminerleri’ ne, "Çocuk Olmak ve Pozitif Disiplin" hakkında konuşmaya davetlisiniz..

Tarih:
26 Şubat 2010, Pazar.
14:00- 16:30

Yer:
ATÖLYE ÇOCUK

Suadiye Mah. Öğretmen Hayrullah Sok. No 8., 0 216 410 21 30.

Ücret:
40 TL.
Kayıt ve Bilgi Almak İçin: info@iraztoros.com

* Katılım kontenjanla sınırlıdır.Katılmak isteyenlerin kayıt yaptırmasi gerekmektedir.

***
Uzman Psikolog Iraz Toros Suman, İstanbul Bilgi Üniversitesinde aldığı psikoloji lisans eğitiminin ardından bir kadın sığınma evinin kurucu müdürlüğünü yaptı. Bu deneyim aile içi iletişim problemlerinin geldiği son noktaya şahit olmasını; böylece çocuklarla çalışmanın önemini kavramasını sağladı.Bu dönemde uzmanlığını tamamladı ve tezini “aile içi şiddet” üzerine oluşturdu. Kadın sığınma evinde kurduğu oyun odası herşeyin başlangıcıydı. Sağlık bakanlığı çalışanı olarak geçirdiği yıllarda çocuklarla ilgili ölçme-değerlendirme süreçlerinde aktif olarak yer aldı.Normal gelişim gösteren çocukların yanısıra farklı gelişim gösteren çocuklarla bol bol çalışma fırsatı bulan uzmanımız, 2009’ dan beri “Iraz’ ın Oyun Grupları” adlı oluşumu ile alternatif eğitim modellerinden esinlenen aktiviteler yaratarak ebeveyn katılımlı oyun grupları düzenlemekte, kurduğu çocuk atölyesinde aile danışmanlığı yapmakta ve aile içi iletişim seminerleri vermektedir.
Uzman Psikolog Iraz Toros Suman aynı zamanda Türkiye’ nin ilk veli inisiyatifi Montessori Okulu Küçük Kara Balık Çocuk Evi’ nin kurum psikologu olarak görev almaktadır.

21 Aralık 2011 Çarşamba

Atölye Çocuk, Iraz' ın Oyun Grupları, Kış Programı

Bebeklerin ve çocukların yaşıtlarıyla zaman geçirmeleri psikososyal gelişimlerine dikkate alınmayı gerektirecek bir katkı sağlar. Oyun, çocuğun kendi deneyimleriyle öğrenmesinin en etkili yoludur; oyun uyumdur..

7 Ocak Cumartesi "Atölye Çocuk, Iraz' ın Oyun Grupları, Kış Programı*" eşliğinde oyunlar oynamaya başlıyoruz!!!

9-14, 15- 24, 24-36 ay araligindaki cocuklarin ebeveynleri ile katılımına açık olan oyun gruplari, Cumartesi gunleri 5 ayri saat secenegi ile baslayacaktir. Saatler 10.30, 12.15, 14.00, 15.45 ve 17.00 dir. Haftaiçi katılımcı olmak isteyen ailelerin talepleri degerlendirilecektir.


*Iraz' ın Oyun Grupları 4 ayrı donemden(guz, kis, bahar, yaz) olusmaktadir; her donemin programı birbirinden bagımsız ve farklı hazırlanmaktadır. Katılımcılar devam eden programlara da katılabılırler.

ATOLYE COCUK

IRAZ’IN OYUN GRUPLARI KIŞ PROGRAMI

1.Hafta: Ellerim ilk oyuncağım: Hissederek oynuyorum.

2.Hafta: Mevsimleri duyuyorum: Kış ayını tanıyorum.

3.Hafta: Hayvanlar benim dostum: Onlarla yaşıyorum.

4.Hafta: Renkler benim ilk oyuncagim: Kendi renklerimi yaratıyorum.

5.Hafta: Meyveler ve sebzeler: Kendi tabagimi hazirliyorum.

6. Hafta: Mutfakta çok eğleniyorum: Yaşayarak öğreniyorum.

7. Hafta: Sekilleri öğreniyorum: Parçadan bütüne gidiyorum.

8. Hafta: Müzikli bir kış günü: Sarkılar söylüyorum.

9. Hafta: Evimde Saklanan Oyunlar: Yeni oyunlar öğreniyorum.

10. Hafta: Ben Bir Kucuk Sanatciyim: Ilk eserlerimi uretiyorum.


Atölye Çocuk

Uzman Psikolog Iraz Toros Suman

0 216 410 21 30

info@iraztoros.com

Suadiye Mahallesi, Öğretmen Hayrullah Sokak, No 8/1

İstanbul

*Programın tüm yasal haklari Uzman Psikolog Iraz Toros Suman' a aittir.



13 Aralık 2011 Salı

Ekolojik Yılbaşı Ağacı!

Biraz tutturukluğum anneliğimden mi uzmanlığımdan mı(!) bilinmez, Sevgili Ayça ve Sevgili Cüneyt'i her gördüğümde hadi hadi hadi dedim durdum!!! Ki Duru' yu haftada 3 gün oyun oynamaya getirdiklerini düşünürsek hiç az değil!!!

Ve sonuç:














Ve akşam Rüzgar' ınkini açtık (şimdilik fotografı yok çünkü Turgut'la Orff derslerine gidiyor makinamız), öyle boyadı, öyle boyadı ki, sonunda "sanırım ben bir ressamım anne" dedi, salonun orta yerinde bıraktı ki sabah devam edebilsin..Bu sanat eserinin en güzeli defalarca boyanabilir oluşu, yani günlerce :)

Sanat eseri diyorum çünkü çocukların ilk karalamalarına dahi sanat eseri muamalesi yapılması gerektigini anlatır dururum hem oyun gruplarımda hem de seminerlerimde..

Büyük alışveriş marketlerinde satılan "plastik" lere inat, çocuğun yaratıcılığını ortaya koydugu ve "ben yaptım" dedigi bir yılbaşı ağacı, daha ne olsun..

Ve sonunda satın almak için:
http://duvuu.gostorego.com/cocuk/ekolojik-yilbasi-agaci.html



İyi ki yaptınız!!!

24 Temmuz 2011 Pazar

Ofisimiz, Yaz Gruplari, Yaz Okulu...

Yeni yerime taşındım..Fotoğraflar yakında..Benim içime sindi, Rüzgar' ın da içine sindi, sürekli oyuncaklarından yeni şeyler seçip,ki bu yaş için pek beklenilesi bir davranış değil, anne bunu da ofisimize götürelim diyor.."Ofis" den "atölye" ye geçişimiz yakın, Rüzgar benimserse tabiki..

Atölye' nin ilk etkinliklerini duyurmak için burdayım, her zamankinden farklı bir heyecanla, misafirler gelmeden "bir" an önce etrafa son kez göz gezdiren bir annenin duygusuyla..

İşte 3 yaş altı ve istek üzerine 3 yaş üstü yaz programlari:

“Çöl çok güzel” dedi küçük prens, “çünkü bir yerlerinde bir kuyu gizliyor.”

Küçük Prens, Saint- Exupery



Iraz' ın Oyun Gruplari, Yaz Programi, 3 Yaş Altı



1.Hafta: Doğayla dost oluyorum: Yaşayarak öğreniyorum, doğadan toplanmış parçaları birleştiriyorum.
2.Hafta: Renkleri Öğreniyorum: Oynayarak Kendi Renklerimi Yaratıyorum.
3.Hafta: Su ile Oynuyorum: Suyla Oynarken Neler Öğrenebileceğimi Keşfediyorum.
4.Hafta: Şekilleri Öğreniyorum: Oyunlar Eşliğinde Parçadan Bütüne Gidiyorum.
5.Hafta: Hava, Kara ve Deniz: Taşıtlarla Dünyamızı Tanıyorum.

Sonunda...

5 haftanın sonunda tüm ailelerle Uzman Psikolog Iraz Toros Suman moderatörlüğünde bir yaşantı grubu oluşturulacak, geride bırakılan 5 saatin analizi yapılacak, çocuklarının gelişimi hakkında değerlendirmeler sunulacak ve tüm sorular moderatör tarafından cevaplanacaktır.

SIK SORULAN SORULAR

Program ne zaman başlayacak?
Ağustos ayının ilk haftası oyun grubu buluşmaları başlayacaktır.
Iraz’ ın Oyun Grupları’ nın var olma sebebi nedir?
Büyüyen ve evin bir ferdi olduğunu hissettiren çocuğunuzla birlikte geçirdiğiniz zamanı nasıl verimli hale getireceğinize dair somut yönlendirmeler sunmak..
Çocuğunuzun gelişimi ile ilgili sorularınıza bir uzman bakış açısıyla cevaplar bulmak.
Çocuğunuzu oyuncaklarla değil oyunla büyütmenin önemini kavramak ve oyun üretebilen bir ebeveyne dönüşmenize yardımcı olmak..
Ebeveynlik stilinizde farklılıklar yaratacak alternatif bir bakış açısı kazanmanızı sağlamak..
Oyun grubu programı hangi yaşta çocuklar için uygundur?
Oyun grubu programı 3 ayrı yaş grubuna odaklanarak hazırlanmıştır. Bu yaş aralıkları 9-14, 15- 24 ay, 24- 36 ay, 36 ay ve üzeri şeklinde çocukların gelişim evreleri göz önünde bulundurularak bölünmüştür.
Oyun grubu buluşmaları ne sıklıkta ve ne uzunlukta olmaktadır?
Oyun grubu buluşmaları haftada 1 gün ve 1 saat şeklinde olmaktadır. Aktivite odaklı oyun grubu buluşmalarının saati çocukların dikkat süreleri göz önünde bulundurularak belirlenmiştir.
Oyun grubu buluşmalarından beklentim ne olmalı?
Uyum sağlama ve öğrenme becerileri yüksek, sosyalleşmeyi içselleştirmiş bir çocuk yetiştirmek, alternatif eğitim metodlarına öncelik tanınan yeni bir anne bakış açısı kazanmak, klasik oyuncaklara alternatif doğal ve geri dönüşümle kazanılmış oyuncaklarla keyifli oyun saatleri geçirmek olmalıdır.
Oyun grubu buluşmalarında öğretmen kimdir?
Oyun grubu buluşmalarında bir öğretmen yoktur. Grupların tamamında Uzman Psikolog Iraz Toros Suman ve Ritm Eğitmeni Turgut Suman moderatördür. Anne & çocuk aktif katılımcılardır ve çocuğun yaşayarak öğrenmesi esas alınmaktadır.
Oyun grubu buluşmaları nerede gerçekleşecektir?
Oyun grubu buluşmaları Uzman Psikolog Iraz Toros Suman’ ın Çocuk Atölyesi’nde gerçekleşecektir.


Iraz' ın Oyun Grupları, Yaz Okulu, 3- 6 yaş Aralığı
PROGRAM



1.HAFTA
Pazartesi


Turgut Suman’ la Ritm Atölyesi
“Şarkıların Ritmini Buluyorum”

Çarşamba
Geri Dönüşüm Atölyesi
“Atık Materyal”

Cuma

Yaratıcı Sanat Çalışması
“İp Boyama”

2.HAFTA

Pazartesi
Turgut Suman’ la Ritm Atölyesi
“Ritm Çubukları İle Oynuyorum”

Çarşamba
Geri Dönüşüm Atölyesi
“Renkler”

Cuma
Yaratıcı Sanat Çalışması
“T-Shirt Boyama”

3.HAFTA

Pazartesi
Turgut Suman’ la Ritm Atölyesi
“Kendi Müzik Aletimi Yapıyorum”

Çarşamba
Geri Dönüşüm Atölyesi
“Kağıtlar”

Cuma
Yaratıcı Sanat Çalışması
“Saksı Boyama”

4.HAFTA

Pazartesi

Turgut Suman’ la Ritm Atölyesi
“Müzikli Bir Masal Dinliyorum”

Çarşamba
Geri Dönüşüm Atölyesi
“Hayvanlar”

Cuma
Yaratıcı Sanat Çalışması
“Duvar Boyama”

Sonunda...

4 haftanın sonunda tüm ailelerle Uzman Psikolog Iraz Toros Suman moderatörlüğünde bir yaşantı grubu oluşturulacak, geride bırakılan 4 haftanin analizi yapılacak, çocuklarının gelişimi hakkında değerlendirmeler sunulacak ve tüm sorular moderatör tarafından cevaplanacaktır.

SIK SORULAN SORULAR

Program ne zaman başlayacak?

Ağustos ayının ilk haftası yaz okulu buluşmaları başlayacaktır.

Yaz Okulu programı hangi yaşta çocuklar için uygundur?
Yaz Okulu programı 36 ayini doldurmuş, 72 aya kadarki yaş aralığında olan cocuklara odaklanarak hazırlanmıştır.

Yaz Okulu buluşmaları ne sıklıkta ve ne uzunlukta olmaktadır?
Yaz okulu buluşmaları haftada 3 gün ve 3 saat şeklinde olmaktadır. Pazartesi, Çarşamba ve Cuma günleri, 09.00-12.00 saatleri arasında biraraya gelinecektir. Bu zaman araliginda gunluk aktivitelerin dışında 10.30 da ev yapimi bir ara öğün sunulacaktir.

Yaz Okulu buluşmalarından beklentim ne olmalı?
Uyum sağlama ve öğrenme becerileri yüksek, sosyalleşmeyi içselleştirmiş bir çocuk yetiştirmek, alternatif eğitim metodlarına öncelik tanınan yeni bir anne bakış açısı kazanmak, klasik oyuncaklara alternatif doğal ve geri dönüşümle kazanılmış oyuncaklarla keyifli oyun saatleri geçirmek olmalıdır.

Yaz Okulu buluşmalarında öğretmen kimdir?
Yaz Okulu buluşmalarında bir öğretmen yoktur. Grupların tamamında Uzman Psikolog Iraz Toros Suman ve Ritm Eğitmeni Turgut Suman moderatördür. Çocuk aktif katılımcıdır ve çocuğun yaşayarak öğrenmesi esas alınmaktadır.

Yaz Okulu buluşmaları nerede gerçekleşecektir?

Yaz Okulu buluşmaları Uzman Psikolog Iraz Toros Suman’ ın Çocuk Atölyesi’nde gerçekleşecektir.


Moderatörler

Uzman Psikolog Iraz Toros Suman

Ritm Eğitmeni Turgut Suman

iraztoros@yahoo.com

0 216 410 21 30, 0 506 380 70 81

Suadiye Mahallesi, Öğretmen Hayrullah Sokak, No 8

Suadiye/ Kadıköy

2 Haziran 2011 Perşembe

Gördünüz mü bunları?

Yaz gelince sakinler bizim işler ezberim olmuş ailemden yadigar...Babamın işleri yazın hafiflerdi, annem öğretmendi yazın okul yoktu, ben çocuktum yazın bahçedeydim..Şimdi kocamanım, oğlum çocuk, yaz geldi sakinleyecek işlerim, sandim, olmadi...Bir de kendi "site"me taşınacağım yakında, az kaldı, yani ben kendi alanıma geçip burayı tamamen Rüzgar' a bırakacağım eski günlerdeki gibi ama kesişti yoğun zamanlarımız Ayça ile, el atamıyoruz bu işe..Ayça ile dedim, şanslıyım ki birlikte hazırlıyoruz, onun o şahane gören gözleri deyiyor yeni internet siteme,az kaldı..

Ve Ayça' nın o güzel gözleri bu ara neler görmüş..Ki ben ağladım, mis kokuları geldi burnuma her birinin,ve Ayça, yine ruhuma serptin bir daha doğurmak hayalini, sırf sen çek diye hatta!!!









Bir de Ayça' dan dinlesem nasıl çekilmiş bu şahane fotolar diyorsanız, tık tık...

Bizim evde de henüz 15 günlük olmamış bir mis kokulu var diyorsanız, bu formu doldurun hemen, tık tık tık...

Ayça yolun açık kalbin gibi,bunu biliyorum canım arkadaşım...

24 Mayıs 2011 Salı

Bir duyuru ve tekrar..

Bu pazar ilk seminerimin tekrarını yapıyorum, "Çocuk Olmak ve Pozitif Disiplin".
Sanırım en sık tekrarladığım ve en yankı uyandıran seminer başlığı olarak kişisel tarihimde yerini aldı..
Seminerde uzun uzun ebeveynlik serüveninin en can alıcı başlıkları üzerinde duruyoruz, duruyoruz diyorum çünkü sürekli katılımcılar artık çok iyi biliyorlar ki monologa açık ara fark atarak diyalog ön planda..Sesli düşünüyoruz, çok istediğim için yaşantı grubu, hatta grup terapi tadında bir birliktelik oluyor..
Ana başlıklar ise:
Ne zaman ve neden "hayır" demeli, uzmanlar "hayır" çok sık kullanılası bir kelime değil derler ama nereye kadar?"
"Kurallar" bir çocuğun gelişiminin hangi noktasına denk getirilerek hayatımıza alınmalı?
Disiplin kültürümüzün olmazsa olmazları arasındadır ya, ama ne zaman ve nasıl bir yöntemle?
Pozitif disipilin sın zamanların populer akımlarından, peki nedir tam olarak?
2 yaş civarında herşeyi yapabileceğini sanmaya başlayan çocuklarımızla ilişkimizi nasıl şekillendirmeliyiz?
...
Ve klasik duyuru:



AİLE İÇİ İLETİŞİM SEMİNERLERİ
“Çocuk Olmak ve Pozitif Disiplin”


Çocuğunuzla ilişkinizde sınır koymakla ilgili bir belirsizlik ve kararsızlık mı yaşıyorsunuz?

Ne zaman “hayır” diyeceğinizle ilgili aklınız karışıyor mu?

Çocuğunuz söz konusu olduğunda kural koymakla ilgili sorunlar yaşıyor musunuz?

“Benim küçük bebeğim bir çocuğa dönüşüyor ve ben nasıl davranmam gerektiğini bilemiyorum” diyor musunuz?

2 yaş civarında başlayıp devam eden davranış değişiklikleri ile nasıl başa çıkacağınızı bilemiyor ve kaygı dolu bir şaşkınlık yaşıyor musunuz?

Uçlar arasında gidip gelmek, bir çocuğun gözünden bu tartışmaya kulak vermek, empati yeteneği güçlü bir ebeveyne dönüşmek, gerçek vak’a örneklerini dinleyip fikir üretmek için Uzman Psikolog Iraz Toros Suman’ ın konuşmacı olduğu Aile İçi İletişim Seminerleri’ nin beşincisine, Pozitif Disiplin hakkında konuşmaya davetlisiniz..

Tarih:
29 Mayıs 2011, Pazar,
14:00- 16:30
Yer:
Bizden1e, Kişisel Gelişim Merkezi, Bostancı
Ücret:
25 TL.
Kayıt ve Bilgi Almak İçin: iraztoros@yahoo.com

* Katılım kontenjanla sınırlıdır.Katılmak isteyenler 27 Mayıs Cuma gününe kadar kayıt yaptırabilirler.

***
1980 doğumlu Iraz Toros Suman, İstanbul Bilgi Üniversitelerinde aldığı psikoloji lisans eğitiminin ardından bir kadın sığınma evinin kurucu müdürlüğünü yaptı. Bu deneyim aile içi iletişim problemlerinin geldiği son noktaya şahit olmasını; böylece çocuklarla çalışmanın önemini kavramasını sağladı.Bu dönemde uzmanlığını tamamladı ve tezini “aile içi şiddet” üzerine oluşturdu. Kadın sığınma evinde kurduğu oyun odası herşeyin başlangıcıydı. Sağlık bakanlığı çalışanı olarak geçirdiği yıllarda çocuklarla ilgili ölçme-değerlendirme süreçlerinde aktif olarak yer aldı.Normal gelişim gösteren çocukların yanısıra farklı gelişim gösteren çocuklarla bol bol çalışma fırsatı bulan uzmanımız, 2009’dan beri “Iraz’ ın Oyun Grupları” adlı oluşumu ile alternatif eğitim modellerinden esinlenen aktiviteler yaratarak ebeveyn katılımlı oyun grupları düzenliyor. Toros Suman aynı zamanda,İstanbul’ da özel bir merkezde aile danışmanı olarak çalışmakta.

2 Mayıs 2011 Pazartesi

Montessori Pedagojisi Üzerine Bir Söyleşi..

Ben Montessori Pedagojisinden sonsuz ilham alıyorum, hem bir anne hem de bir psikolog olarak..Maria Montessori' nin dehasına müthiş saygı duyuyorum ve bu sistemin yaygınlaşmasını, Türk Milli Eğitim sisteminin içinde kendine bir yer bulmasını çok ama çok istiyorum..Ve tuhaf gelebilir ama olacağına da inanıyorum!!!

Ama özellikle son zamanlarda ne kadar yanlış yorumlandığını hayretler içinde kalarak izliyorum..Ben bir Montessori annesiyim deyip felsefenin özünü kavrayamamış aileler, Montessori olanlar iyi diğerleri kötü diyen ayrımcılar, materyalimi alır aktivitemi yaparım diyen ısrarcılar ama bu arada meselenin özünün çocuğa ve onun doğasına saygı duymak olduğunu unutanlar..
Ha bir de çocuk Montessori okuluna giderse ilkokulda mahvolur diyen ve beni en çok sinirlendiren "bilmez" grup var..

Sonuçta tüm bunları konuşmak için Montessori eğitmeni Melek Çilingir bizimle olacak 15 Mayıs'ta..Felsefeyi içselleştirdiği öyle ortada ki benim açımdan, ben çok heyecanlanıyorum onu dinlemek için, üstelik aylardan sonra ilk defa dinleyici olacağım ve çok şey öğreneceğimden eminim..

Montessori pedagojisi nedir diyorsanız, bir tık..

Ben bu söyleşiyi merak ettim diyorsanız program aşağıda:


Montessori Egitim Sistemi – Kozmik Egitim


20. yuzyilin baslarinda Italya’da Italya’nin ilk kadin doktoru Maria Montessori tarafindan olusturulan bir egitim modeli 100 yili askin bir suredir, dunyanin her bir kitasinda bircok ulkede cocuklara,“dunyanin unutulmus vatandaslarina” hizmet ediyor.

Tum dunyada, daha cok 3-6 yas gruplariyla taniniyor olmasina ragmen, Montessori egitim sistemi bu yas grubuyla sinirli degildir. 0-24 yas araligini cocukluk dönemi olarak niteleyen Montessori, cocuklugu 4 evreye ayirir. Yetiskin olana dek gecirdigi bu evrelerde cocugun butun cabasi “kendisini insa etmek”tir.

Kozmik egitim, insanin bu gelisim evrelerinden ikincisinde 6-12 yas grubunda baslar.

3-6 yas grubunda duyusal kesifle kendisini gelistiren cocuk, “kozmik egitim” ile mantik ve hayal gucunu de kullanarak sosyal ve ahlaki acidan da kendisini mukemmel bir sekilde gelistirir.

“Evren bir butundur ve her sey birbiriyle ilintilidir.” Kozmik egitimle dogadaki her elementin kosulsuz ve yorulmak bilmez bir sekilde doga kanunlarina uydugunu ve evrenle uyum icinde calistigini ögrenen cocuk, buyuk ya da kucuk herkesin, her varligin bu kozmik oyunda bir role sahip oldugunu bilir.

Toplumda da tipki dogada oldugu gibi tam bir isbirligi ve kurallarin olmasi gerektigi algisi, bir Montessori cocugunu cevreye ve topluma karsi duyarli, sorumluluk sahibi bir birey yapar.

Tamamen bilimsel gözleme dayanan bir calismanin sonucu olusturulmus bu egitim sisteminin benzersiz akademik basarisi basli basina cok önemli olsa da, cocugun kendi kozmik görevini bulmus, yuksek toplumsal duyarliliga sahip, dunyaya ve topluma hizmet etmek icin sabirsizlanan, mutlu bir birey haline gelmesi “kozmik egitim”in en önemli sonucudur.

İnsan ihtiyaclari ve egilimleri

Gelisimin 4 evresi

1. evre - hazirlanmis cevre - emici zihin (oyun yerine calisma, hayal yerine gercek ve elbette odul ve ceza) 0-6 yas

2. evre - hazirlanmis cevre - kozmik egitim 6 – 12 yas
Buyuk hikayeler - kucuk dersler (Great lessons - key lessons)
Empresyonistik yaklasim
Normalizasyon
Özgurluk ve sorumluluk

3. evre – 12 – 18 yas

4. evre – 18 – 24 yas



Kontenjan 30 kişi ile sınırlı, katilmak isteyenler bana mail atabilirler; iraztoros@yahoo.com

Tarih: 15 Mayis 2011 Pazar
Yer: Bostanci Bizden Bire Kisisel Gelisim Merkezi
Saat 11:00
Ucret: 25 TL

14 Nisan 2011 Perşembe

Çocuklarda Yaratıcılık, Özgüven, Özgürlük & Sınırlar





AİLE İÇİ İLETİŞİM SEMİNERLERİ-4
"Çocuklarda Yaratıcılık, Özgüven, Özgürlük & Sınırlar"


Nasıl bir çocuk yetiştimek istersiniz?

Mutlu? Kendine yetebilen? Özgüveni yerinde? Uyumlu? Yaratıcı? Kuralcı?
....

Özgüvenli çocuklar yetiştirmek için anne babaya düşen görevler nelerdir?
Özgüvenli bir çocuk yetiştirmenin bedeli sonsuz özgürlük müdür?
Çok fazla sınırlar ve kurallarla dolu bir dünya çocuğunuzun özgüvenini zedeler mi?
Çocuğunuzun yeteneklerine karşı nasıl duyarlılık geliştirebilirsiniz?
“Yaratıcı çocuk”a ithaf edilen anlamlar nelerdir?
Çocuklarda yaratıcılık sonradan kazanılan bir meziyet midir, doğuştan mı gelir?
Çocukların hayal gücü ve hayalleri neye işaret eder?

...

Her anne babanın hayatlarının bir döneminde mutlaka sordukları bu sorular sizin de gündeminizde ise..

Uçlar arasında gidip gelmek, bir çocuğun gözünden bu tartışmaya kulak vermek, empati yeteneği güçlü bir ebeveyne dönüşmek, gerçek vak’a örneklerini dinleyip fikir üretmek için Uzman Psikolog Iraz Toros Suman’ ın konuşmacı olduğu Aile İçi İletişim Seminerleri’ nin dördüncüsüne, "Çocuklarda Yaratıcılık, Özgüven, Özgürlük & Sınırlar" hakkında konuşmaya davetlisiniz..

Tarih:
24 Nisan 2010, Pazar,
14:00- 16:00
Yer:
Bizden1e, Kişisel Gelişim Merkezi, Bostancı
Ücret:
25 TL.
Kayıt ve Bilgi Almak İçin: iraztoros@yahoo.com

* Katılım kontenjanla sınırlıdır.Katılmak isteyenler 22 Nisan Cuma gününe kadar kayıt yaptırabilirler.

***
1980 doğumlu Iraz Toros Suman, İstanbul Bilgi Üniversitelerinde aldığı psikoloji lisans eğitiminin ardından bir kadın sığınma evinin kurucu müdürlüğünü yaptı. Bu deneyim aile içi iletişim problemlerinin geldiği son noktaya şahit olmasını; böylece çocuklarla çalışmanın önemini kavramasını sağladı.Bu dönemde uzmanlığını tamamladı ve tezini “aile içi şiddet” üzerine oluşturdu. Kadın sığınma evinde kurduğu oyun odası herşeyin başlangıcıydı. Sağlık bakanlığı çalışanı olarak geçirdiği yıllarda çocuklarla ilgili ölçme-değerlendirme süreçlerinde aktif olarak yer aldı.Normal gelişim gösteren çocukların yanısıra farklı gelişim gösteren çocuklarla bol bol çalışma fırsatı bulan uzmanımız, 2009’dan beri “Iraz’ ın Oyun Grupları” adlı oluşumu ile alternatif eğitim modellerinden esinlenen aktiviteler yaratarak ebeveyn katılımlı oyun grupları düzenliyor. Toros Suman aynı zamanda,İstanbul’ da özel bir merkezde aile danışmanı olarak çalışmakta.

22 Mart 2011 Salı

Iraz' ın Oyun Grupları Bahar Programı



Bebeklerin ve çocukların yaşıtlarıyla zaman geçirmeleri psikososyal gelişimlerine dikkate alınmayı gerektirecek kadar katkı sağlar. Oyun, çocuğun kendi deneyimleriyle öğrenmesinin en etkili yoludur. .Ve oyun uyumdur..

Iraz’ ın Oyun Grupları baharı 10 haftalık bir program ile karşılıyor!!!


PROGRAM

1.Hafta:
Mutfaktayım: Yaşayarak öğreniyorum, kendi yemeğimi kendim yapıyorum..
Haftanın Makalesi: Çocuklarda Yeme Alışkanlıkları, Anne & Baba Rehberi

2.Hafta:
Renkleri Öğreniyorum: Oynayarak kendi renklerimi yaratıyorum..
Haftanın Makalesi: Çocuklarda Yaratıcılık ve Sanat

3.Hafta:
Hayvanlar Benim Dostum: Kendi hayvan kitabımı hazırlıyorum.
Haftanın Makalesi: Çocuk Olmak ve Doğa

4.Hafta:
Evimde Saklanan Oyunlar: Annem ve babamla evde oynayabileceğim oyunlar öğreniyorum..
Haftanın Makalesi: Alternatif Eğitim Modelleri ve Montessori Pedagojisi.

5.Hafta:

Pratik Yaşam Becerileri: Hayatın içinden oyunlar çekip çıkartıyorum.
Haftanın Makalesi: Ezber Bozan Annelik; Çocuğumu "Ben" Büyütüyorum..

6. Hafta:
İlk Müzik Aletimi Yapıyorum: Turgut Suman' la ritm çalıyorum ve kendi müzik aletimi yaratıyorum.
Haftanın Makalesi: Çocuk Gelişimi ve Müzik

7. Hafta:
Dokular ve Kokular: Oyun içinde yaşayarak öğreniyorum.
Haftanın Makalesi: Çocuklarda Kavram Gelişimi

8. Hafta:
Ellerim İlk Oyuncağım: El becerilerimi geliştiriyorum.
Haftanın Makalesi: Alternatif Eğitim Modelleri ve Waldorf Pedagojisi

9. Hafta:
Vücudum: "Ben" den "biz" e geçerken en önemli yardımcımı tanıyorum.
Haftanın Makalesi: Çocuklarda Cinsel Gelişim.

10. Hafta:
Ben Bir Küçük Sanatçıyım: İlk eserlerimi üretiyorum.
Haftanın Makalesi: Kurallar, Ödül & Ceza ve "Büyümek" Üzerindeki Etkileri


Sonunda...
10 haftanın sonunda tüm ailelerle Uzman Psikolog Iraz Toros Suman moderatörlüğünde bir yaşantı grubu oluşturulacak, geride bırakılan 10 saatin analizi yapılacak, çocuklarının gelişimi hakkında değerlendirmeler sunulacak ve tüm sorular moderatör tarafından cevaplanacaktır.


SIK SORULAN SORULAR

Program ne zaman başlayacak?

Nisan ayının ilk haftası oyun grubu buluşmaları başlayacaktır.

Iraz’ ın Oyun Grupları’ nın var olma sebebi nedir?

Büyüyen ve evin bir ferdi olduğunu hissettiren çocuğunuzla birlikte geçirdiğiniz zamanı nasıl verimli hale getireceğinize dair somut yönlendirmeler sunmak..

Çocuğunuzun gelişimi ile ilgili sorularınıza bir uzman bakış açısıyla cevaplar bulmak.

Çocuğunuzu oyuncaklarla değil oyunla büyütmenin önemini kavramak ve oyun üretebilen bir ebeveyne dönüşmenize yardımcı olmak..

Ebeveynlik stilinizde farklılıklar yaratacak alternatif bir bakış açısı kazanmanızı sağlamak..

Oyun grubu programı hangi yaşta çocuklar için uygundur?

Oyun grubu programı 3 ayrı yaş grubuna odaklanarak hazırlanmıştır. Bu yaş aralıkları 18- 24 ay, 24- 36 ay, 36 ay ve üzeri şeklinde çocukların gelişim evreleri göz önünde bulundurularak bölünmüştür.

Oyun grubu buluşmaları ne sıklıkta ve ne uzunlukta olmaktadır?

Oyun grubu buluşmaları haftada 1 gün ve 1 saat şeklinde olmaktadır. Aktivite odaklı oyun grubu buluşmalarının saati çocukların dikkat süreleri göz önünde bulundurularak belirlenmiştir.

Oyun grubu buluşmalarından beklentim ne olmalı?


Uyum sağlama ve öğrenme becerileri yüksek, sosyalleşmeyi içselleştirmiş bir çocuk yetiştirmek, alternatif eğitim metodlarına öncelik tanınan yeni bir anne bakış açısı kazanmak, klasik oyuncaklara alternatif doğal ve geri dönüşümle kazanılmış oyuncaklarla keyifli oyun saatleri geçirmek olmalıdır.


Oyun grubu buluşmalarında öğretmen kimdir?

Oyun grubu buluşmalarında bir öğretmen yoktur. Grupların tamamında Uzman Psikolog Iraz Toros Suman moderatördür. Anne & çocuk aktif katılımcılardır ve çocuğun yaşayarak öğrenmesi esas alınmaktadır.


Uzman Psikolog Iraz Toros Suman
iraztoros@yahoo.com

21 Şubat 2011 Pazartesi

Bir öncesi, bir sonrası, büyümeye dair..

Tamam sonunda!!!

Uzun zamandır bilgisayarımda ve aklımda bir adet "to do" list ile dolaşıyorum, tekrar ajandalı günlerime dönmem lazım aslında..İlk seminer 23 Ocak' da idi,konusu Çocuk Olmak ve Pozitif Disiplin idi, kalabalık ve sohbet doluydu, ben o kadar keyif aldım ki!!!Ki en önemli kısmı bu sanki, "iş" olmaktan öte "keyif" ise,iyi gidiyor herşey..
İlk seminere gelemeyenler notları ulaştırmamı istediler,ama tabiki hiç not tutmadım :)
Slide gibi şeyleri sanal bir ortama yükleme konusunda çok başarısız, bilgisiz ve ötesi isteksizim.Ama gözümü kapatıp beyin fırtınasını başlattığımda:

Kuralsız bir hayat düşünemiyorum..Hele de çocuklar için..Temel ihtiyaçları kendilerini güvende hissetmek iken, nasıl olurda kuralsız bir ortam onlara iyi gelir..İçselleştirmek istedikleri düzen; rutinleri olan ve tutarlı mesajların verildiği bir ortamdır aslında..
Sonra çok küçüklerken en temel motivasyonlarından biri "onaylanmak" tır çocukların..Onaylandıkça kendilerini "iyi" hissederler..O yüzden işte sizi sevindireceğini tahmin ettikleri birşey yaptıklarında taaa gözünüzün içine bakarak onay beklerler..Anne bak nasıl da iyiyim..Sizden "iyi" olduğuna dair mesajı aldığında hem kendiyle hem de dünyayla ilgili kararlarını verir çocuklar..Ben iyiyim, dünya güzel bir yer :)

Burada dikkat edilmesi gereken bu mesajı verirken abartmamak, çocuğun doğal hallerine ve sorumluluklarına değil sürece vurgu yapmaktır..Yani "aferin ne güzel yaptın bu kuleyi" değil, "güzel bir kule oldu bu" deyip "seni görüyorum" mesajını sağlam vermek gibi..Biz yetişkinler için bile onaylanmak çok önemli bir motivasyon kaynağı iken, çocukların da hoş sözler duymaya ihtiyaçları vardır tabiki, ama çocuk temel "başarı" duygusunu içinde yaşamaktadır..Ve illaki süreç odaklıdır..Önceleri kendi içsel motivasyonu için hareket eden çocuk bir süre sonra aferin için yapmaya başlayabilir ya da aferin duymazsa eksik kalabilir birşeyler.Ben duyduklarımdan bir kolaj yapıyorum hemen.."Aferin, bak yedin hepsini (doyana kadar yese yeterli bence), aferin ne güzel oturuyorsun sen(niye, oturmamak kötü birşey mi, ama ben şimdi kalkıp bir oyuncak almak üzereydim), aferin ne güzel ezberlemişsin o şarkıyı (ezberlemek için uğraşmadım, sevdiğim içn tekrar tekrar söylettim anneme;ama artık uğraşayım bu kadar güzel birşeyse ezberlemek), aferin yatağını toplamışsın ( görevim değil mi zaten)..Uzar uzar uzar..Çocuklar parantez içindeki cevapları vermiyorlar tabiki..Ama hissediyorlar bilinçaltlarında, kayda alıyorlar herşeyi..Peki sonra ne oluyor? Onaylanmaya alışmış çocuklar yaptıkları herşey için onay bekleyen üzgün yetişkinlere dönüşüyorlar..İçsel motivasyon için değil, dış kaynaklardan sunulacak onay için hareket eder hale geliyorlar..Sevgiliden, patrondan, hayattan..Onaylanmak için nefes alıyorlar adeta.. "Ben buyum" deme cesaretlerini de kaybetmiş oluyorlar bir miktar..Hayat bu kadar çok "aferin" sunmuyor hiçbirimize..

Ve asıl konuya dönersek..0-3 yaş arası çocuklar dünyanın nasıl bir yer olduğuna karar verirler, hani "7 çok geç" diyorlar ya, bence bu slogan "3 çok geç" şeklinde değişmelidir..Bu dönemde yaşanan tüm "ben" ve "benim" krizleri hem anne hem de psikolog olarak kabulumdur..Saygıyla izlerim oğlumu, öncelikli ihtiyacı "ben de varım" ve "benim dünyam" demek iken ona, "ama paylaş oyuncağını, ay bak ben çok üzülüyorum, sevmicek seni artık arkadaşın, bla bla bla.." demem..Zaten onun küçücük dünyasına aynı anda bu kadar "sevgisiz" mesaj göndermem, onun ihtiyacı "benim" diyebilmek iken "ama ona ver" demem, sonra "herşeyin zamanı var" der çocuğuma sarılır, hissiyatı doğrultusunda motive ederim onu minik minik..
Bir de tek mesaj meselesi var..Annenin ve babanın hatta bazı ailelerde anneanne, babaanne ve dedelerin tavırlarının birbirini tutması meselesi..
Ve sonradan "evet" e dönüşen "hayır" lar, "hayır" a dönüşen "evet" ler..Keşke karışmasa minicik zihinler bu kadar..Net olmamız öyle önemli yol haritaları ki çocuklarımız için..

Ve çocuklar da duyuyurlar..Evet evet duyuyorlar ve anlıyorlar..Çocuğun yanında "aaaaaa, asla süt içmez ki o" derseniz şahane bir pekiştireç yaratmış olursunuz, bunu duyan çocuk "içmediğimin onayı alınmıştır,aynen böyle devam" diyecektir rahatlıkla..Ya da "hiç dinlemiyor beni, bıktım artık, ne yapsam olmuyor" dediğinizi duyarsa arkadaşınıza, hakkında sürdürülen negatif hislerle dolu bu diyalogdan etkilenmemesi mümkün olur mu sizce..Yani; lütfen çocuğunuzun yanında onun hakkında negatif geri bildirimlerle yüklü diyaloglardan kaçının..

Bir de ödül ve ceza..Ödül ve ceza yetişkinlerin değerlendirmesidir..Bunun çocuk üzerinde ezbere almanın ötesinde bir etki yaratması pek olası değildir..Ceza alçaltıcıdır ve bunun "öğretici" bir tarafı yoktur..Öğrenmenin en etkili yöntemi "sonuçları deneyimlemek" ve yeni kararlar almaktır..Ceza ise bir başkasının kararlarının , anne ve babası da olsa, çocuk üzerinde tatbikidir..Ödül hakkında hislerim "aferin" ler hakkında hissettiklerimle aynı temelde..Yani bırakmalı çocuk her deneyimi kendi dünyasında değerlendirip "kendi kararlarını" oluşturabilsin..

Ve son olarak birkaç kolaylaştırıcı..Çocuklarınızla onların göz hizasından iletişim kurmaya dikkat edin, sizin en az iki katınız bir "dev" in yukardan yukardan konuştuğunu düşünün..En azından kritik anlarda bunu yapın, daha hızlı sakinleştiklerini göreceksiniz..Sonra bilen bilir, nature versus nurture gibi bir başka başlık açmalı bence psikoloji biliminde, "sezen anne" mi "bilen anne" mi..Şehir hayatı ve internet herşeyi bilebileceğimiz gibi bir yanılgıya düşürdü hepimizi..Google Teyze'ye soruyoruz, cevaplıyor, -evet bence google dişi :)- ama mesele bu adar basit olmamalı..Şunu yapabilmeliyiz sanki;içe dönüş/ içe bakış..Bir bakın içinize..Ne der iç sesiniz? Google dan önce kendinize sorun, biliyorsunuz aslında cevabı, ama örttünüz üstünü teknolojiyle, bilmek ihtiyacıyla, didaktik doktorlarınızın katı cümleleriyle, ve yaşamsal kaygılarla..Ama çocuğunuzu yetiştirirken lütfen "sezgi" lerinizi es geçmeyin..Ve lütfen iyi izleyin çocuğunuzu..Siz ondan bir yetişkin yaratmayın, yetişkine dönüşeceği zamanlarda kendi olabilmesi için destekleyin ve ihtiyaç duyduğu anlar dışında bırakın kendini yaşasın, bırakın sakince "kendi" olabilsin..

...

Yaklaşık iki buçuk saat idi ilk seminer,bunları konuştuk uzun uzun, konuştuk diyorum çünkü diyalog her zaman monolog karşısında daha güçlü durur benim mesleki yaşantımda..
Ve ikincisi var bu pazar
, "2 yaş sendromu, ve 3 ve 4.."
Hep der durur hem danışanlarım hem arkadaşlarım.."2 yaş sendromu dedik, yaşadık, ama bitmiyor ki"..

Evet bitmez çünkü adı "büyümek"..



...

"Pozitif Disiplin ve Çocuk Olmak" seminerinin tekrarı ise 27 Mart Pazar günü saat 12:00-14:00 arası Ankara' da Binbir Çiçek Montessori Önokulunda, Sevgili Hilal ve Ankara' lı annelerin ev sahipliğinde..Şimdiden teşekkürler nazik davetiniz için..Detaylı duyurumu yapacağım daha sonra tekrar..



...

Ve son söz: Büyümekse bu serüvenin adı, asla tek başına çocuk için değil, hep birlikte büyümek..


15 Şubat 2011 Salı

Kreş, Oyun Grubu, Ev..Hangisi??

Az önce kuzenimden geldik, Rüzgar ve ondan iki ay küçük Emir oynadılar saatlerce, biz de kreş muhabbeti yaptık beklendiği üzere, bizim küçük adamlar Eylül de "3" yaş denen psikolojik sınırı geçmiş olacaklar çünkü..

Eve gelince baktım kim ne yazmış diye, Aslı yazmış, okuyun derim..

Bana en sık sorulan sorulardan birkaçı ile yapsam açılışı..

Oğlum/ kızım 18 aylık, artık ona yetmediğimi hissediyorum(?), kreş arıyorum, ne dersiniz?

Bizimki okula gitmem diye tutturdu,3 yaşına da geldi, ne yapsak acaba, hazır değil galiba..

"Kapıdan bırak git, ağlar ağlar susar" dediler, ne yapalım?


Uzar uzar uzar uzar bu liste..

1) Üç yaşına kadar bir çocuğun en temel ihtiyacı "ben" ve "benim" duygusunun tatmin edilmesidir, mümkünse bu sürenin çok büyük bir kısmını mekansal aidiyetle geçirmesi ve çocuğa hep aynı kişinin bakması en sağlıklı yöntemdir..Yani sıkça bakıcı değiştirmeyin, anne bakabiliyorsa şahane ama olamıyorsa da mümkün olduğunca aynı kişiyle geçirsin ilk 3 seneyi..Peki nerede? Evde!!!Parklar, sokaklar, bakkal, manav, süpermarket sizin..Buralar da sizi örnek alarak sosyalleşebilir çocuğunuz, ama 0-3 yaş aralığının en temel ihtiyacı "güvendeyim" duygusunun tatminidir, "ne kadar da sosyalim, yaşasın" gibi bir duygu durumu yoktur çocuğun, bu yetişkin dünyasına has bir yanılgıdır..

2) "Ama her taraf beton, birini görünce yabani gibi arkama saklanıyor" diyorsanız..O zaman önce model olun..Bakkala günaydın deyin, birgün o da diyecek..Komşularınıza selam verin, o da hızla taklit edecek, sıkça misafir ağırlayın, bayılacak!!! Ve bir de oyun grupları kurun..4 çocuklu bir grup ideal..Size gelsinler, siz onlara gidin..Etrafında olun, tekrar ediyorum, 3 yaşına kadar bu dünyanın nasıl bir yer olduğuna karar verecek çocuğunuz, siz yakınlarda olmazsanız "bırakılmışlık" hissi bünyesini hızlıca teslim alabilir, aksi de pek tabiki mümkün ama nadir..Oyun grubu evet..Yapılandırılmış bir ortam hazırlayın, yere bir örtü serin mesela,küçük minderler atın.."Sizin için hazırlandık" duygusunu yaratın ve yaşatın, çok heyecanlanacaklar!!!Bütün oyuncakları dökmeyin, minik aktiveteler hazırlayın hepsinin ilgileneceği..45 dakika oldukça yeterli bir süre..Aç ve uykusuz olmamasına dikkat edin, tadını çıkarabilsin..Sonra da bir serbest oyun zamanı yaratmak ideal, oyuncaklarla vakit geçirebilecekleri..Sakın bunu "gün" e çevirmeyin..Çocuğunuzun peşinde yemesi için elinizde poğaça gezmeyin, mesele yemek değil oynamak :) Ve sosyalleşmek(bu sözcük azıcık antipatik hale geldi ağızlara sakız olması sebebiyle..) Ve mümkün olduğunca sessiz kalın, çocukları izleyin, az müdahele ile nasıl bir ahenk tutturduklarına inanamayacaksınız..

3)Para verip oyun grubuna götürelim mi? Evet götürün ama 3 yaşından küçük ise çocuğunuz "anneli oyun grubu" tercih edin.."Siz bırakın alışır" diyenlere inanmayın, bu öğrenilmiş çaresizliktir.."Ağlasam da gelmeyecek" diyen çocuk susar..Yakınlarında olun ama siz oynamayın o oynasın, eşlik edin ama bırakın o kule yapsın ya da yapamasın..Yapamadığı haller de ona zevk veriyor, çocuklar sonuç değil süreç odaklıdır..Kaygılıysanız da bunu belli etmeyin, çocuklar duygu dedektörleridirler, anında bu duygu çekip alınır ve itinayla size duygu sömürü olarak geri dönebilir:) İlgilenmiyor mu, gidelim mi diyor, biraz deneyin ama çok ısrarcı olmayın..

4) Kreşe ne zaman gitsin peki? 3 yaşına kadar gitmesin mümkünse, 3 yaşında ise minik adımlar atın, önce 1 saat, sonra 2 saat, ve yavaşça arttırarak..Önce haftada 1-2 gün, keyif alıyorsa sonradan arttırarak ve "bırakıp gitmeyerek"..Alışana kadar orada olun, sınıfında olmanıza gerek yok, müdürün odasında bekleyin mesela, bin tane soru sorun bu esnada, çocuğunuzu teslim ediyorsunuz, bu en doğal hakkınız..Çocuğunuza yakınlarda olduğunuzu söyleyin..Ve en geç 2 hafta sonra "ben artık gidiyorum ama geleceğim şu saatte" deyin, asla bir anda ortadan kaybolmayın..

5)Neye göre seçeceğim kreşi? Çocuğunuzun ihtiyaçlarına göre, konforlu ve süs olmayan bir bahçe ( kötü hava yoktur, kötü kıyafet vardır), sağlıklı yemekler ve iyi bir öğretmen..Müdür ve bina önemli olsa da anaokulu tecrübesi olan ve oyun grupları yapan bir psikolog olarak biliyorum ki bu işin en önemli kısmı öğretmen..Öğretmeniyle tanışın ve çocuğunuzla geçirdiği bir zaman dilimini gözlemleyin mutlaka..

6) Peki siz ne yapıyorsunuz? Rüzgar 2.5 yaşında..Benim yaptığım anneli oyun gruplarından birine katılıyor..Yapılandırılmış ortam, sessiz kalıp izleyebilen anneler, ve hazırlanmış aktiviteler, 45 dakika oyun ve sonrasında serbest zaman..Ekim' e kadar kreşe gitmeyecek..Ekim' de ise "gerçek"ten bahçesi olan,işini seven bir öğretmenin olduğu, akademik olarak içi çok boş olmayan ama eve ödev göndermeyecek kadar çocuğun doğasına saygı duyan bir okula gidecek..Önce haftada 3 yarım gün, sonra severse 5 yarım gün..Asla tam gün değil..Evde olmaya ihtiyacı olacak hala biliyorum..Belki uykusu gelecek ve evde uyuyacak, hiç sanmıyorum uyku fobik oğlumun böyle bir beklentisi olacağını, ama evde ve benimle ya da babasıyla olma ihtiyacını karşılayacak böylece..Beraber kek yaparız, çıkar gezeriz, oyun oynarız..Rüzgar' a asla okula gitmek istiyor musun diye sormayacağım mesela..Bu anne babanın vereceği bir karar, çocuğun kararı olamaz;ama işaretleri gözlemleyeceğim..Ben de her anne gibi oğlumu tanıyorum, keyif alıp almadığını anlayabilir ona göre bu kararımı erteleyebilirim ya da "yanlış yaptım okul seçiminde" deme yürekliliğini gösterebilirim ..4 yaşından sonra ise tam gün gidebilir, ama yine şart değil..O zaman ufacık da olsa Rüzgar' a sorabilirim ne istediğini..

İşte böyle, ben şimdi gidip oğlumun zaten örtülü olan üstünü bir daha örteceğim ve yüzünde bir gülümseme oluşana kadar öpeceğim..

İyi geceler..

2 Şubat 2011 Çarşamba

İngilizce Oyun Grubu

Pek sevgili arkadaşım Yasemin' in beni çok heyecanlandıran duyurusunu paylaşmak istiyorum sizinle..Kardeş okul, kardeş şehir, vs..Tam olarak böyle hissediyorum; kardeş oyun grubu :)

Buyurun okuyun:
Çocuklar için 0-5 yaş arası dönem yabancı dil öğrenimi açısından büyük önem taşır. Doğumdan 5 yaşına kadar geçen dönemde çocuğun beynindeki nörofizyolojik mekanizma çok faaldir ve dil otomatik olarak beyne kaydedilir.

Dil eğitimi söz konusu olduğunda; çocukların yaratıcılıklarını canlı tutarak ve aktiviteler eşliğinde stimule ederek onları okul hayatına hazırlamak çok eğlenceli bir alternatiftir.

Bundan dolayı 24-36 ay ve üzeri çocuklar için hazırlanan İngilizce Oyun Grubu; çocukların yaşıtlarıyla sosyalleşirken yabancı dil öğreneceği sıcak bir ev ortamı sağlamayı amaçlamaktadır.

Yapılan eğlenceli aktivitelerle çocukların yabancı dile olabildiğince maruz kalması, sonraki dönemlerde çocuğun dili sevmesinde, aksansız konuşmasında ve gelecekteki yabancı dil eğitiminde büyük öneme sahiptir. Bu nedenle oyun grubu etkinliği süresince kullanılan dil sadece İngilizcedir. Bütün yönergeler İngilizce olarak verilir. Annelerle kurulacak sözlü iletişimde hedef çocukları desteklemek olacaktır.

Eğitim programı sadece yabancı dil öğretimine değil çocukların psikomotor becerilerinin gelişmesine, sosyalleşmelerine ve iyi bir eğitim almalarına yöneliktir. Çocuk eğitimi bir bütündür ve işbirliği ile sonuca ulaşabilinir. Bundan dolayı ailelere evde çocuklarının gelişimine katkıda bulunabilecekleri aktivite ve bilgi desteği sağlanacaktır. Yabancı dil gelişiminde tekrar ve süreklilik çok önemlidir.Uzun süreli eğitim planlaması en sağlıklı sonucu almak ve hedeflere ulaşmak için büyük önem taşımaktadır.

Oyun grupları haftada 1 gün, ortaklaşa belirlenen zamanda 1 saat süreyle olacaktır. Katılım en az 4, en fazla 8 çocukla olacaktır. Grupların sayıları çocukların yaşlarına gore farklılık gösterebilir. Programlar her yaş grubunun yapısına göre özel olarak hazırlanmıştır.

Oyun gruplarına katılmak için malzeme alma gerekliliği yoktur. Ancak zaman zaman ailelerden atık material, eski t-shirt gibi malzemeler istenebilir.


1981 doğumlu Yasemin Bayraktar Gazi Üniversitesi, İngilizce Öğretmenliği Bölümü mezunudur. Çeşitli anaokullarında İngilizce branş öğretmeni olarak çalışmış ve çift dilli okul öncesi eğitim programları hazırlamıştır ; “Yabancı Dil Konuşan Anaokulu Öğretmeni ’ sıfatıyla bu programların içinde aktif görev almıştır. Okul öncesi dönemde dil eğitimi ile ilgili günceli takip edebilmek için İngiltere’de geçirdiği eğitim döneminin ardından “Minigon and Friends” adlı okul öncesi çocukları için hazırlanan bir kitap projenin Yaratıcı Fikirler Ekibi’nde yer almıştır. Şu anda farklı kurumlarda çocuklar ve öğretmenler için eğitim programları hazırlamaktadır.

Oyun gruplarına katılım ve detaylı bilgi için:
yazbayraktar@gmail.com
534 855 36 56

...

Biz Rüzgar' la başlıyoruz, önce oynamak sonra da kulağına takılan, aklında kalanların tadını çıkarmak için!!!

9 Ocak 2011 Pazar

AİLE İÇİ İLETİŞİM SEMİNERLERİ BAŞLIYOR!!!


İşte sonunda başlıyorum :)Bu ilki oyun grubu annelerimin en sık sorduğu sorulara cevaben, şöyle ki:
"-Hayır demeli miyiz, nasıl yani hiç mi hayır demeyeceğiz.."
"-Peki kurallar?"
"-Bizim evde bu çok zor, babası ve ben, aynı tavrı..."
"-Birey olmak mı evet, ama biz küçükken..."


Heyecanla duyurumu olduğu gibi buraya, yani oğlumun günlüğüne de ekliyorum..

Ve oğlum,en sevgili rüzgarım,sen gelince başladı sanki herşey...



AİLE İÇİ İLETİŞİM SEMİNERLERİ-1
“Çocuk Olmak ve Pozitif Disiplin”

Çocuğunuzla ilişkinizde sınır koymakla ilgili bir belirsizlik ve kararsızlık mı yaşıyorsunuz?
Ne zaman “hayır” diyeceğinizle ilgili aklınız karışıyor mu?
Çocuğunuz söz konusu olduğunda kural koymakla ilgili sorunlar yaşıyor musunuz?

Uçlar arasında gidip gelmek, bir çocuğun gözünden bu tartışmaya kulak vermek, empati yeteneği güçlü bir ebeveyne dönüşmek, gerçek vak’a örneklerini dinleyip fikir üretmek için Uzman Psikolog Iraz Toros Suman’ ın konuşmacı olduğu Aile İçi İletişim Seminerleri’ nin ilkine, Pozitif Disiplin hakkında konuşmaya davetlisiniz..


Tarih ve Saat: 23 Ocak 2010, Pazar/ 14:00- 16:00
Yer: Hokus Pokus Çocuk Atölyesi
Ücret: 25 TL.
Kayıt ve Bilgi Almak İçin: iraztoros@yahoo.com

* Katılım kontenjanla sınırlıdır.Katılmak isteyenler 21 Ocak Cuma gününe kadar kayıt yaptırabilirler.

20 Kasım 2010 Cumartesi

15 Kasım 2010 Pazartesi

Çocuklar ve Kurban Kesimi

Üniversite yıllarımdan Sevgili Hocam Prof. Dr. Serdar M. Degirmencioglu ve Uzman Psikolog Can Gezgör' ün kaleme aldığı bu uyarı tadında yazı eşliğinde iyi bayramlar dilerim..

COCUKLAR KURBAN KESIMINDEN UZAK TUTULMALIDIR

Çocuklar ölümle çok zor baş ederler. Bunun nedenlerinden biri, çocukların ölümü tam olarak kavrayamamalarıdır. Araştırmalar, çocukların 10 yaşından önce ölümü anlayabilmelerinin beklenmemesi gerektiğini göstermektedir. Bu bilgiler ışığında Kurban Bayramı süresince çocuklara çok özenli davranılması gerektiği ortadadır. Kurban kesimini gören çocukların hem kısa dönemde hem de uzun süreli olarak etkilenebildiği bilinmektedir.Özellikle 5 yaş öncesi ölüme, can cekişmeye ve kana şahit olan çocukların, anlamakta güçlük çektikleri bu olaylar nedeniyle ciddi düzeyde tedirgin ve rahatsız olmaları doğaldır. Öte yandan, kurbanlık hayvan evde beslenirse, çocuklar bu hayvanla cok kısa sürede güçlü bir duygusal bağ kurabilmekte ve bu hayvanın kurban edilmesi çocuklar açısından çok sarsıcı ve örseleyici olmaktadır.

Kurban Bayramı'nda Çocuklara Nasıl Davranılmalı?

1)Çocuklar hiçbir şekilde kurban kesimini izlememeli ve izlemeye zorlanmamalıdır.6 yaşından küçük çocukların kurban kesimini kesinlikle görmemesi gerekir.Çocuklar 8 yaşından başlayarak kurban kesilmesinin anlamını kavrayabilirler ama 10 yaş öncesinde ölüme ilişkin kavrayişları yetersiz olduğu için yine de rahatsız olabilirler.Kurbanın dini boyutu 11 yaştan sonra daha iyi anlaşılabilir.Bu nedenle çocuklar 12 yaşına dek kurban kesimini görmemelidirler.

2)Hiçbir birey, 12 yaşında veya daha büyük olsa dahi,istemiyorsa kurban kesimini izlemeye zorlanmamalıdır. Büyük kentlerde belediyeler tarafından belirlenen kesim yerlerinde uzun süreyle sıra beklenmesi söz konusudur.Çocukların toplu kesim yerlerinde çok sayıda kesime maruz kalması söz konusudur.Çocuklar hiçbir şekilde toplu kesim yerlerine götürülmemelidir.



3)Çocuklar yeni ve olağan dışı şeyleri merak eder.Merak ettikleri için kesimi izlemek isteyebilirler.Bu onlarin kesimden etkilenmeyeceği veya kurban kesiminin anlamını kavradıklarını göstermez.

4)Çocukların yanında kurban kesiminin konuşulması ve ayrıntılı olarak anlatılmasından kaçınılmalıdır.Bir çocuğun kurban kesimini video veya televizyondan izlemesi de sakıncalıdır.

5)Çocuklarin bir süredir baktıkları ve duygusal bağ kurdukları hayvanların kesilmesi,tüm çocuklar için rahatsız edicidir ve özellikle küçük çocuklar için çok ağır etkiler yapabilir.Bu nedenle kurbanlık hayvan evde beslenmemeli veya çocuğun kurbanlık hayvanla uzun süreli teması olmamalıdır.



6)Eğer kurbanlık hayvan evde beslenirse, hayvanın kesileceği çocuğa dürüstçe anlatılmalıdır. Bu aşamada çocuğun yaşına göre açıklama yapılması ve kullanılan kelimelerin özenle seçilmesi önemlidir. "Uykuya daldı", "Zaten ölecekti", "Kaza oldu" gibi açıklamalar kullanılmamalıdır.Çocuğa haber verilmeden kesilen hayvanın etinin daha sonra çocuğa, “Kestik ve bak ne güzel yedik” gibi açıklamalarla yedirilmesi cok olumsuz etkiler yapmaktadır.

7)Çocuklar ve hiç kimse, istemiyorlarsa kurban eti yemeye zorlanmamalıdırlar. Zorlama çocuğun uzun süreyle etten tiksinmesine yol açabilir.

8)Çocukların ölümle ilgili ya da ölümün ardından yaşadıklarına ilişkin soruları bayram sırasında artabilir. Bu sorulara, yaşa uygun olarak, açık ve net cevap verilmelidir. Açıklama yapılırken yanlış, yetersiz veya bazen çocukta endişe yaratabilecek bilgiler verilmemelidir.



9)Çocukların duygularını anlatmalarına izin verilmelidir. "Erkekler ağlamaz" gibi ifadeler kullanılmamalı ve çocukların anlattıkları dikkatle dinlenmelidir.Çocuğun üzüntüsüne ve yasına ilgi göstermeli ve değer vermelidir.Üzüntüsünü paylaşırken "Boş ver!", "Seneye yenisini alırız." gibi geçiştirici sözler sarf edilmemelidir.



10)Televizyon kanalları kurban kesimlerine ilişkin görüntüleri, kan ya da parçalanmış hayvan görüntülerini vermekten kaçınmalıdır.Anne ve babalar çocuklarını bu görüntülerden uzak tutmalıdırlar.

11)Kurban Bayramı sırasında yaşananların, çocuğu çok etkilediği ve davranışlarında önemli değişikliklere neden olduğu (uyuyamama, yemek yememe gibi) görülürse bir uzmana danışılmasında yarar vardır.